Strangereister : Merhabalar. Röportaj teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Kendinizi bize biraz tanıtabilir misin?
eye: Adım Hüseyin. 28 yaşındayım. Diş hekimiyim. İstanbul'da yaşıyorum.
Strangereister : Hero Zero oyununa ne zaman ve nasıl başladınız ?
eye : Oyuna 13 Aralık 2014'te başladım. Bir gün canım sıkıldı, internetten oyun oynayayım bâri dedim. Ararken burayı buldum. E tabi başlarda geçici bir eğlence olarak bakıyordum fakat; zamanla bayağı bir sardı. Şimdi her gün girmezsem olmuyor.
Strangereister : Peki ya kullanıcı adınız neden eye ? eye kullanıcı adı nereden geliyor ?
eye : 5 duyu organı arasındaki en önemlisidir gözler. Farkındalığın ilk basamağı görmektir. İnsanların en büyük korkuları göremediklerindendir. Karanlıktan korkmak gibi, ölümden korkmak gibi. Bunun üzerine çok yazı yazılabilir tabi ama; küçük bir değinme için bu yeterlidir sanırım. : )
Strangereister : Güzel bir açıklama olmuş. Hero Zero oyununda ki ilk zamanlarınızı hatırlıyor musunuz ? Hatırlıyorsanız eğer ilk olarak oyunda ne veya neler yaptınız ?
eye : Dün gibi hatırlıyorum hem de. İlk başladığımda karakterlerin unvanları dikkatimi çekmişti. Bayağı eğlenceli düşünmüşler. Daha sonra eşya isimlerini de çok beğenmiştim. Araba tamircisi tulumu, hafızası zayıf diktafon vs. İlk iş olarak nerede ne varmış bakıp, eğitim neymiş deyip geçmiştim. başlarda sadece görev yapıyordum, hep deneyim kasıyordum (ki hiç değişmedi. ) kendi takımımı kurmuştum hemen sonrasında da. E tabi sonra geliştirmekle uğraşılmaz deyip sildim. Cava ne cadas'a başvurmuştum sonrasında, almadılar; forever'e başvurdum, cevap bile vermediler. Dedim bunlar almaz ise Inseparables hiç almaz. bykabus takımına girdim en sonunda. : ) Böyledir hakkını vererek oynamaya başlama kararı almam da. Zaten sonra gerisi kendisi geldi. Oyunu öğretecek kimse olmadığı için her şeyi kendim öğrendim. Çok zor bir oyun değil, sadece biraz dikkat, o kadar.
Strangereister : Deneyim kasarak kısa bir sürede 300+ level oldunuz. Bu 300+ level oluşunuz neye bağlıyorsunuz ? Level atlamada bir sırrınız var mı ? Çünkü sizi deneyim turnuvasında ilk 10 da hep görmekteyiz.
eye : İşin sırrı falan yok açıkçası. İstek seviyesi ve imkan meselesi sadece. İmkan var ise donut alıp kahramanlık sezgisi ile haritaları yenileyerek en yüksek deneyim veren görevleri yapmak. Tabi sürekli harita yenilemek de külfet. Belli bir deneyimin sınırı belirlemek gerekiyor sadece. Onun altında gelmeye başlarsa görevler, o zaman haritayı yenilemek lazım.
Strangereister : Peki ya Hero Zero'da herhangi bir hedefiniz var mı ?
eye : Evet, var tabi. Beni tanıyanlar bilir, en yakın rakibime 50 seviye fark atmak. Tabi böyle söyleyince herkes çok zor diyor, bu yazıyı okuyanlar da bunu diyecektir muhtemelen. Tabi Silc00n hemşehrim varken gerçekten de biraz zor bu. Eğlence kısmı olmadıktan sonra 50 seviyenin de bir anlamı yok haliyle. Esas hedefim hep eğlenebilmek diyebilirim.
Strangereister : Şu ana kadar sizin için Hero Zero oyunundaki en önemli başarınız nedir ?
eye : Oyunda öyle pek de kayda değer başarılar yok malesef. Hepsi hemen hemen birbirinin aynı. Üzerine söz söylemek gerekirse, 1 haftada 3 milyon deneyim kasmıştım. O olabilir.
Strangereister : Hero Zero oyununa ilk olarak başladığınız zamanlardaki bazı geçirdiğiniz takım sürecinizi anlattınız. Şuan bakıyorum da inseparables takımında lidersiniz, bu liderlik aşaması nasıl oldu ?
eye: Bykabus takımındaki zamanlarımdan devam edeyim o halde. Bir gün Silc00n'dan posta geldi. Bazı şartlar ile birlikte takıma alabileceğini söyledi. İlk şartı 30 eğitimi her gün bitireceksin idi. Tabi ben eğitimi o zamanlar önemsemeyen bir oyun acemisi olarak nasıl yapayım dedim 30 eğitim. 30 eğitim yok ki dedim, olsa yaparım, markette mi satılıyor diye sordum sonra da. Sen gel ben ayarlarım diye de bir ayar aldık, tabi sonradan fark ettik o ayarı. Velhasılıkelam, girdim Inseparables'e ummadığım şekilde. Hakan abi (andy) liderdi o zamanlar. Zaman geçtikçe, tanıştıkça ve kaynaştıkça güven oluştu aramızda. Derken akıl hocası oldum. E tabi akıl hocalığı ayrı bir alem. Takımla ilgili her şeyin konuşulduğu bir çeşit yuvarlak masa. Bu da güvenin iyice sertleşmesine, pekişmesine neden oldu. Gel zaman git zaman derken Hakan abi özel işleri dolayısıyla oyuna giremediğinde liderliği bana verdi. Böyle de bir hikayesi vardır lider oluşumun. Güvenmek ve güvenilmenin ne kadar değerli olduğunu gösterir bu nacizane hikaye de.
Strangereister : Güzel ve değişik bir nacizane hikayeniz varmış Peki sizin için liderliğin olumlu/olumsuz yönleri var mı ? Liderliğini yapmış olduğunuz takım şuanda gayet iyi güzel bir sıralamaya sahip.
eye : Olumlu yönlerinden bahsedecek olursam ilk söyleyeceğim şey egoya ettiği hizmettir. : ) Lidersin sonuçta. Ve Tr6'nın en iyi takımlarından birinin liderisin, daha ne olsun. Bunun yanında takımdaşlarını seçebiliyor olman, istediğin takım profilini çizebiliyor olman da artılarından. Tabi bir takımı takım yapan lider olmuyor, takımdaşlar oluyor. O nedenle belki de en önemli ve en değerli kısmı takımdaşlarını seçebilmek. Böylece güvendiğin, değerli kişileri yanında toplayabilmek. Bunlar ilk aklıma gelenler. Daha çok vardır tabi olumlu yönü.
Takım liderliğinin olumsuz yönleri vardır demek istemiyorum açıkçası çünkü; olumsuz olarak görülen şeyler genelde ya sorumlulukların artması kaynaklı oluyor ya da bireyden bağımsız olaylar kaynaklı oluyor. Bu bağımsız kaynaklar da bazı kişilerin gerek yaş küçüklüğü, gerek aldıkları edep yetersizliğidir. Bunları da pek önemsememek gerekiyor. Lider olmanın verdiği istenen takım profilini çizme gücü var sonuçta, değil mi? : )
Strangereister : Takımdaş demişken bildiğiniz üzere Hero Zero'da arkadaşlıklar kişisel olarak önemli bir yer tutmaktadır. Eminim ki sizinde bir sürü arkadaşınız vardır. Hero Zero oyununda en yakın arkadaşlarınız kimler ve onlarla nasıl tanıştınız?
eye : HeroZero oyununda en yakın arkadaşım diyeceğim biri yok. : ) Arkadaşlarım ise takımdaşlarımdan bazıları ve akıl hocalarım diyebilirim.
Strangereister : Peki ya Hero Zero oyununda en sevdiğiniz Hero hangisidir ? Varsa da kimdir ? ve neden ?
eye : En sevdiğim kahraman yok. Sevdiklerim dersek, tüm takımım, özellikle de akıl hocalarım diyebilirim. : )
Nedenine gelirsek, hepsi saygılı, efendi, iyi ahlâklı kişiler. Saygı, sevgi, sadakat. Bu özelliklere sahip olmaları yeterli. : )
Strangereister : Anladım peki. Birazda Hero Zero'nun günlük yaşamınız hakkında konuşalım. Hero Zero'da bir gününüz nasıl geçer ? neler yaparsınız ?
eye : Önce oyuna girip takımda ne var ne yok, neler olmuş, posta kutusunda neler var ona bakarım. Daha sonra eğitimlere başlarım. Eğitimler bittikten sonra deneyim kasmaya başlarım. Bitirene kadar da böyle gider. Tabi işim nedeniyle gündüzleri pek zaman ayıramıyorum oyuna. Genelde sabahları ve akşamları oyuna rahatça girebiliyorum. Çok zaman alan bir oyun olması handikaptır benim için o nedenle.
Strangereister : Zaman alıyor demişken Hero Zero oyunu hayatınıza neler kattı ? neler kaybettirdi ? Zaman olarak bir şeyler kaybetmişsinizdir herhalde ?
eye : Eğlence dışında pek bir şey kattığını söyleyemem. Meşgale oluyor benim için. Tabi çok değerli insanlar tanımış olmam da klişe de olsa es geçemeyeceğim bir katkısıdır oyunun. Neler götürdü dersek, para götürdüğü kesin. : ) E tabi bir de zaman. Bol bol zaman.
Strangereister : Oyuna gelen yeniliklerden "bu yenilik iyi ki gelmiş" Dediğiniz bir yenilik oldu mu ? Olduysa eğer o yenilik hangi yenilik ?
eye : Her yenilik iyidir diyorum önce. New is always better. İçlerinden en iyisi ise iletileri anında raporlama ve engelleme yeniliği. Oyunun otokontrol sistemi de gelirse çok daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Örneğin bir takımdaki akıl hocalarının ve liderin susturma cezası verebilmesi gibi. Çünkü bazen ister istemez tartışmalar olabiliyor. Bu yeniliğin de gelmesini umuyorum.
Strangereister : Hero Zero oyununda karşılaştığınız sıkıntılar, sorunlar ya da buna benzer durumlar var mı? varsa açıklayabilir misiniz?
eye : Olmaz mı hiç, madem sordun döktüreyim. : )
Bir kere şu zaman ayarı hâlâ yapılmamış. Dakikayı saat olarak gösteriyor. Çok zaman alıyor oyun, bu kadar zaman almamalı. Verilen emeğin karşılığının alınması emeğe oranla çok az. Etkinlikler çok az, eşya etkinliği, altın etkinliği, deneyim etkinliği vs. bunlar çok daha sık olmalı. Kötü adam dediğimizin güçlerini göremiyoruz, ona göre karakter ayarlaması yapılabilir güçleri gözükse. Kötü adamın gücü çok dengesiz ayarlanıyor, online kişi sayısına göre kıstas alınmamalı gücü mesela. Çoğu zaman ölmüyor o nedenle. Kupalar arasında uçurum var. Cesaret kupası neden var mesela, gereksiz. : ) Kupa çeşitleri arttırılmalı. 3 çeşit kupa takımları teşvik etmiyor. Turnuvalar şöhret ve deneyimden daha başka çeşitlere de sahip olmalı. Bunlar tabi zorluklarla hatalarla karışık temenniler oldu. En azından yazmış olduk. İlgililere duyurulur. : ) Daha çok var da, sadece satır aralarındaki boşlukları okumaya teşvik etmeyelim okuyucuları. : )
Strangereister : Daha öncelerden hiç forumda moderatör olmayı düşündünüz mü ? başvuru filan yaptınız mı hiç ?
eye : Evet, düşündüm. Başvuru da yaptım. Moderatör olup yetkilenmek, sorumluluk almak iyi ve önemli bir durum fakat; Cullina hanım skype istedi. Bende de skype yok tabi. Kısmet olmadı. Belki ileride yine başvururum, sıfır kilometre skype hesabımla. : )
Strangereister : hahaha : D Seni aramızda görmek isteriz : ) Son olarak buradan takım arkadaşlarına , diğer takımlardaki üyelere ve şuan bu yazıyı okuyanlara tavsiyeleriniz nedir, onlara bir şey söylemek ister misiniz ?
eye : Takım arkadaşlarıma;
N'apıyorsunuz, kasıyor musunuz? Kasın kasın.
Okuyuculara;
Okuduğunuz, değerli zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkürler. Umarım sürçülisan etmemişimdir. Hepimize bol eğlenceli oyunlar dilerim.
Çok teşekkür ettim zaman ayırdığın için sana da Batı.
Büyük ihtimalle bana istek atılmıştır ancak o zamanlar günde 50-60 arasında istek olduğundan gözden kaçmış demektir 
başarılar
