Jump to content


En beğenilen konular


#84318 PowerFull Takım Tanıtımı

Posted by FatihSultanMehmedHan on 12 Ekim 2014 - 02:29 ÖS

                     lEZNMr.png

 

Takım Tanıtımına Hoş Geldiniz...

 

***********************************************************************************

Takıma Alım Kurallarımız:

 

*100 Seviye ve üstü,
*En az 3 güçlendiricisi de %25 olan,
*Sohbet seviyesi yüksek,
*KALICI ve güvenilir İNSANLAR,
Arıyoruz...
 
Deneyim Turnuvasında ilk 35'e giren 75 seviye üstü,
Diğer serverlarda önemli işler başarmış olan,
kahramanlara takıma alımda tolerans gösterilecektir...

***********************************************************************************

Takım Kurallarımız :

 

*Takımımızda iyi karekterli olmak mühimdir ve üyelerimizde aradığımız ilk şey davranışlarıyla, tutumuyla karakterinin güzel olmasıdır. Hakaret içerikli konuşmalar takım içindeki saygınlığınızı düşürür. Vukuatınızın büyüklüğüne bağlı olarak sizi takımımızdan edebilir. 
 
*Takımımızdaki geleceğiniz takımımıza ve üyelerine faydalı oluşunuzla doğru orantılıdır. Sohbet etmeyen, oyuna girmeyen, SAVAŞ RAPORU VERMEYENlerin bu takımdaki geleceği birkaç gündür. Bu kişiler takımdan derhal çıkarsa daha isabetli bir seçim yapmış olurlar. Burası kalıcı olacak kahramanların takımıdır.
 
*Takımımızda, ŞÖHRET DÜŞÜRMEK İÇİN TAKIMDAN AYRILMAK  YASAKTIR! Bu sebeple takımdan ayrılanlar takımımıza alınmayacaktır. Şöhret düşüren ve şöhret kasan arkadaşlar da yardım isteklerini TAKIM E POSTASINDAN DEĞİL SOHBET PANELİnden yapabilirler, seve seve yardımcı oluruz.
 
*Kasıtlı olarak takım içi düello ve lig saldırları yapmak yasaktır. Kural ihlali halinde ilk vukuatta uyarı, ikinci vukuatta şiddetli bir şekilde ihtar, saldırının devamı halinde takımdan uzaklaştırma cezası verilecektir.
 
*Takımımızdan kahraman uzaklaştırmak zorunda kalındığında ONLİNE OLMAYAN ve SOHBET ETMEYEN kişilere öncelik verilecektir. Ne kadar online olup, sohbet ederseniz takımda o kadar sevilirsiniz ve yerinizi garantileyebilirsiniz.
 
*Akıl Hocası olma şartları; Yüksek miktarlarda donut bağışı ile mümkündür. Takımımız için geldiğini söyleyenler, takım için cebinden para harcayabileceklerini göstererek takımımız için geldiğini kanıtlamak zorundadır. Bu bağışları yapmayacak olanlar ise zamanla takımın güvenini kazanıp kendiliğinden rütbe gelmesini beklemelidirler. Akıl hocası alımımız YOKTUR.

***********************************************************************************

Takımımız,150 seviye üstü 9pNn49.png

***********************************************************************************

Sırasıyla;Takımımızın Karargah,Tesis,Popülerlik ve Motivasyon Durumu :

 

Z138JA.png

***********************************************************************************

İstatistiklerimiz:

 

qEvQZV.jpg

***********************************************************************************

Kupalarımız:

 

MkD837.png

 

Takımımızda;

Güç Dambılı Eğitim Kupası

Maharet Dambılı Eğitim Kupası

Sıkı Antrenman Dambılı Eğitim Kupası

Kahraman Figürü Enerji Kupası

Kararlılık Figürü Enerji Kupası

bulunmaktadır.

***********************************************************************************

TR1 Şöhret Sıralamasında biz :

 

9GNWPO.png

***********************************************************************************

TR1 Büyüme Sıralamasında biz :

 

Xd68rO.png

***********************************************************************************

 

 

Zamanınızı ayırdığınız için Teşekkür Ederiz...

 

Hero Zero'da mücadele eden bütün Kahramanlara ve Takımlara,

Başarılar dileriz...

 

Her ne Sürç-i Lisan ettiysek affola...

 

- PowerFull Ailesi

 


  • systemgoko, emre5934, Apple and 76 others like this


#104682 Forever Takım Tanıtımı

Posted by Haşhaşin on 21 Ağustos 2015 - 10:06 ÖÖ

6kyY2P.gif

 

Forever takım tanıtımına hoş geldiniz ! :)

 

Forever  takımı hakkında kısa bilgi ;

Forever  takımı 25.09.2014 tarihinde shadow37 tarafından kurulmuştur.

TR6'DA İlk ve  5 EĞİTİM KUPASI YAPAN TAKIMDIR. BELKİDE SON 5 EĞİTİM KUPASI Yapan takım olacaktır.

 

 

  • 1- İlk ve en önemli kural budur. Hiçbir şart altında, ne kadar kanlı bıçaklı olsanız da rakip bir oyuncu veya takım hakkında küfür içerikli yazı yazmanız zaten yasak ama kırıcı, argo sayılabilecek bir ifade kullanmanız da yasaktır. 
  • 2-Takımdan çıkan asla geri alınmaz.(Turnuvalar için çıkmaları dahildir.)
  • 3-Takım içi saldırı kesinlikle yasaktır (Turnuva anlaşmaları hariç). Lig serbesttir.
  • 4-Turnuva için çıkartılan itemler, her savaştan önce mutlaka takılacak.
  • 5-Terbiyesizlik yapanlar, seviyesi ya da durumu bakılmaksızın önce uyarılır, aynı durum tekrar ederse takımdan atılır.
  • 6-Takımda konuşulan bir konuyu, başka bir yerde duyduğumuz taktirde kimin söylediğini tesbit edip takımdan uyarmaksızın atılacaktır.(Takımda konuşulan herşey takımda kalacaktır. Dışarıya söz götürmeye çalışmamanızı temenni etmekteyiz.)

 

                        'Kurallara uymayanlar önce uyarılır, durum tekrarında takımdan atılır!'

 
 
Forever  takımın şöhret ve büyüme sıralaması :
zVJEVD.jpg
 
Forever  takımı savaş geçmişi :
j2QYVn.jpg
 
Forever  takım kupaları :
poGYP0.jpg
 
Forever  takımın "Bilgiler" kısmı ;
vLJoZz.jpg
 
;
 
Vy9JXn.gif
 
 
 
FOREVER  TAKIMININ ÜYELERİ 
 
B0yoJV.jpg
 Design By Strangereister
 
Takımımızın Unutulmayacak kişileri;
 
***LiliŦђ - MCA - ***kaya - Yooooo - Sólstafir - oned -ŁεqεηÐ - gool - ***WardeN - Tako - Meloetta -Cleopatra - ZORTAN - Trinityy - uquR1 
 
UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN !

 

 
 
Forever  takımı tüm tr6 sunucusuna başarılar diler...
 
 
Spoiler içine bakmayı da unutmayınız. Tanıtımı beğendiysen, "Like This" butonuna basmalısın ^^
 
Spoiler
 
 
 

  • BlueJack, BalyoZ, Timur22 and 43 others like this


#121149 TİTANS Takım Tanıtımı -2017-

Posted by KaLipso on 27 Ocak 2017 - 04:21 ÖS

ZMyg7V.jpg

 

 

TITANS Takım Tanıtımına Hoşgeldiniz.

Takımımız tüm takımlara başarılar diler.

 

8dWYjW.png

 

zazvn4.png

Takımımız 28.11.2012 tarihinde kurulmuştur.

Takımımız şöhret ve büyüme sıralamasında ikinci sıradadır.

Takım dövüşlerinde %83 galibiyet oranıyla en yüksek galibiyet oranına sahiptir.

 

RPpmv7.png

 

r2NW43.png

 

Şampiyon Ligindeki Arkadaşlarımız

 

N12aRL.png

 

Şöhret Sıralamasındaki Arkadaşlarımız

 

Pra8dd.png

 

Seviye Sıralamasındaki Arkadaşlarımız

 

3qlrnp.png

 

Kahraman Sığınağı Sıralamasında Arkadaşlarımız

 

29oLVd.png

 

 

 

 

 

d8VjGp.jpg


  • WaysToDie, systemgoko, helen1 and 30 others like this


#126198 Shadow Empire Takım Tanıtımı

Posted by ☆ HeroZiro ☆ on 27 Temmuz 2017 - 02:45 ÖS

PD6MWO.png

 

''Shadow Empire'' Takım Tanıtımına Hoşgeldiniz!

 

Kuruluş Tarihimiz ve Kurucumuz;

01.01.2015 - enes2001(EnesS)

 

 

Öncelikle Takım Ruhu Nasıl Olur ondan Bir Bahsedelim ;

 
    Takım ruhu, insanların egolarını ikinci plana atıp takımın başarısı için mücadele etmesiyle elde edilir. Takım üyelerinin, aynı zamanda hem birey olmaları hem de takımlarıyla tek vücut olmaları gerekir. Takım olmak demek, aynı değerleri paylaşıp ortak bir hedefe kilitlenmek demektir.
 

 

    İyi bir takım sadece iyi oyuncularla değil, onları birbirine bağlayan görünmez bağlarla oluşur. Bir takımda bu kimyayı yakalamak için, oyuncuları heyecanlandıran bir amaç birliğine ihtiyaç vardır. Bu amaç birliğini yakalamış, uyumla hareket eden takımlar, bütün imkansızlıklara rağmen başarırlar ve takım ruhunu korurlar.
 
 
TAKIM KURALLARIMIZ 
 
1. Öncellikle Bu Madde ve Bundan Başka Tüm Maddeler Değiştirilemez ve Değiştirilmesi Teklif Dahi Edilemez.
 
2. Takımın Kurucu Lideri EnesS ( enes2001 ) dir. Onun Dışında ki Anlık Liderler Bu İsme Bağlı Kalınmaksızın Değişebilir.
 
3. Akıl Hocası olmak istediğinizi lidere teklif dahi etmeyin, lider sizleri takımdaki durumunuza göre teklif etmeden yapacaktır.
 
4. Takım savaşlarına soyunuk girmek yasaktır, herkes savaşlara tam teçhizat 
girmek zorundadır. Bu kuralı ve diğer kuralları uygulamayan kişilere ''ceza'' işlemi uygulanacaktır...
 
5. Paranızı takıma bağışlama zorunluluğunuz yoktur. Paranızı statlarınıza basıp güçlenmeye çalışınız.(Takımın paraya ihtiyacı olduğu zaman yetkili kişiler bildirecektir.)
 
6. Üç Gün ONLİNE olmayan kişiler takımdan  kovulabilir. Eğer bir mazeretiniz 
varsa Lider veya Akıl Hocalarına bildiriniz.
 
7. Takım içi saldırıda düello ve lig saldırılar serbesttir lig saldırılarında günde en fazla tek bir oyuncuya iki kere saldırılabilir. Küfür ve gereksiz sohbetler yasaktır.
 
8. Takıma gelen kişi takımda son sıralardaysa kendisinden daha güçlü  olan birisi gelirse ve takım doluysa takımdan çıkmayı kabul edecektir.( Bu kural sadece olumsuz sonuçları engellemek içindir takımdan ilk aktifliği yeterli olmayan kişiler atılacaktır.)    
                                             
9. Takımda siyaset ve herhangi bir tartışmaya sebebiyet verecek bir paylaşım yapmak kesinlikle yasaktır, yapan uyarmaksızın atılacaktır.  
 
10.Takımda 275 level altı herkesin %50 görev destekleyicisi olması şarttır!
 
 
Genel Sıralamamız ve Büyümemiz
1JdmzG.png
 
Takım Bilgilerimiz
dObzYQ.png
 
Gelişim Durumumuz
2JZmLO.png
 
Takım Üyelerimiz
9mLX89.png
 
Rn3yLG.png
 
Takım Donut ve Para Bağışı Yapan Arkadaşlarımız
oO7QYk.png
 
Takım İstatistiklerimiz
kOvrjW.png
 
Takım Kupa Durumumuz
76vmo5.png
 
Tanıtımı Bir Video İle Taçlandıralım İstedik
İYİ SEYİRLER
 
Link: ''https://www.youtube.com/watch?v=MXqXLuTZ6Iw'
 
- Sayın VizigoT ile yaptığımız Shadow Empire Takım Yönetim Ekibi Röportajına da bakmadan geçmeyiniz. Keyifli bir röportaj olmuştu. 
 
Bir sonraki tanıtıma kadar görüşmek üzere ESEN KALIN...   (wave) 

  • BalyoZ, Emreck123, VizigoT and 29 others like this


#99527 Hero Zero Forum Rekortmenleri

Posted by ProFighter on 03 Haziran 2015 - 01:47 ÖS

Merhaba sevgili forum üyeleri  Bugün sizlere Tüm Hero Zero Forum rekorlarını göstereceğiz. Rekorlardan kastımız, en çok moderatörü olan ülke, en az moderatörü olan ülke, en çok giriş yapılmış olan ülke, en çok konusu beğenilmiş ülke v.b. gibi rekorlar.

 

1. En çok moderatöre sahip olan ülke : En çok moderatöre sahip olan ülke Yunanistan'dır. Yunanistan'ın 9 adet moderatörü bulunmaktadır.  1 Senior moderatör, 1 supervisor ve 7 moderatör.

 

Spoiler

 

2. En çok toplam üyeye sahip olan ülke : En çok toplam üyeye sahip olan ülke Polonya'dır. Polonya'da 34.414 toplam üye bulunmaktadır. Adamlar kendilerini cidden çok aşmışlar. 

 

Spoiler

 

3. En çok toplam mesaj atan forum : En çok toplam mesaj atan forum Fransa'dır. Fransızlar toplamda 67,219 mesaj atmışlardır. 

 

Spoiler

 

4. En çok aynı anda aktiflik rekoru : En çok aktif olan forum Polonya'dır. Polonya'nın aktiflik rekoru 1,580'dir. Zaten en çok üyeye onlar sahipti, dolasıyla aktiflikte de onların en önde olması gerekiyordu.

 

Spoiler

 

5. En çok beğenilen konu : En çok beğenilen konuya Polonya sahiptir. Açılan bir konu 362 beğeni almıştır. Cidden kırılması zor bir rekor. Biz ise en çok beğenilen konularda 86 beğeni ile 2. sırada yer alıyoruz. 3. sırada ise bizden 2 beğeni az olan Fransa takip ediyor.   Spoiler içinde Polonya'daki konuya baka bilirsiniz.

 

 

6. En çok post atan üye : En çok post  atan üye Fransa'dan totony35'tir.  totony35'in 1,781 postu bulunmaktadır. Aynı zaman totony35'i , 1,512 postla moderatörlük görevinde bulunan herobatı. takip etmektedir.  Spoiler içinde totny35'in profil linki bulunmaktadır.

 

 

7. En çok beğeni alan üye : En çok beğeni alan üye Türkiye'den herobatı.dır. herobatı.nın 2,108 beğenisi vardır.  Spoiler içinde herobatı. nın profi linki bulunmaktadır.

 

 

 

8. En az moderatöre sahip olan ülke : En az moderatöre sahip olan ülke Çek Cumhuriyeti'dir. Bunun nedeni ise Çek Cumhuriyeti sunucusu yeni açılmıştır.  1 Adet moderatörü vardır.

 

Spoiler

 

9. Her türlü açıdan gelişmiş forum : Her türlü açıdan gelişmiş olan forum Almanya forumudur. Alman'ya forumunda bir çok bölüm vardır.

 

Bu rekorlar içinde neden Almanya yok, onlarında olması gerekmiyor mu ? diye sorarsanız eğer, maalesef ki onların bilgilerine ulaşamadık. Bu nedenle onlar bu listede yoklar.

 

 

Konuyu hazırlayan ve araştıran : herobatı.

Konuyu açan : ProFighter

 

 

Beğendiyseniz oylamada fikrinizi belirtmeyi unutmayın,sizin oylarınıza göre diğer kıtaların rekortmenlerinin gelip gelmeyeceği kararlaştırılacaktır.

 

 

İyi forumlar.

 

 

Yoksa yeni bir bölümmü geliyor ? Asya! Çok yakında Herobatı ve Profighter'ın ortak çalışmasıyla sizlerle olacak !!


  • Belictioner, herobatı., MertAslan and 27 others like this


#139244 TR12 Furγ σf Dαrkηєss Takım Tanıtımı

Posted by ВugѕВuηηγ on 25 Kasım 2022 - 01:13 ÖS

                                   twaetgj.png

 

                                  Furγ  σf Dαrkηєss Takım Tanıtımına Hoş Geldiniz

 

Furγ  σf Dαrkηєss Takımı Tarihçesi: 

 

Takımımız 30.09.2022 tarihinde L3g0L4s, Potubor, itisritari, Strangereister tarafından kurulmuştur. Köklü bir takım olan Fury TR6-TR7-TR8 ve TR12 de oynamıştır. Takımımızın misyonu Fury ismini en iyi şekilde temsil etmek, başarılar elde etmek, vizyonu ise takım için aile ortamı oluşturmak, sanal dostluğu reel dostluğa dönüştüren keyifli bir oyun haline getirmek.

 

 

Furγ  σf Dαrkηєss Takım Şöhret ve Büyüme Sıralaması:

 

Şöhret: 

 

  4vgh650.jpeg

 

Büyüme: 

 

fjwnclx.jpeg

 

Furγ  σf Dαrkηєss Takım İstatistikleri :

 

jkrj70q.jpeg

 

 Furγ  σf Dαrkηєss Takım Bilgileri

 

   n9fiflj.png       9cxuu4t.jpeg     n9fiflj.png

 
Furγ  σf Dαrkηєss Takım Destekleyicileri:
 
3pqcpzv.jpeg
 
Furγ  σf Dαrkηєss Takım Kupalarımız :
 
gd9det2.jpeg
 
Ve Saygı Değer Üyelerimiz:
 
1ce1ccn.jpg
 
Takımımızın Unutulmayacak İsimleri:
 
En başta takımızın fullenmesinde ki en büyük bağışı yapan (11.150) Batıkan Reis,
Umood - Ezel - MissFist - FullMoon - Karabüklü78 - KaroAs - Kuzeytekinoğlu 
 
Furγ  σf Dαrkηєss  Takımı Tüm Tr12 Takımlarına Başarılar Diler.
 
Takım tanıtımını beğendiyseniz, beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. 

  • X326, İbrahimPaşa, creawer33 and 25 others like this


#63085 Yenilikler 20/05/2014

Posted by Regnor on 20 Mayıs 2014 - 06:08 ÖÖ

Gelecek güncellemeler bugün 2014-05-20) uygulamaya konacaktır:
-----------------------------------------------------------------------------

Yeni Özellikler
Özel Görevler
• 150 level ve üzeri oyuncular için yeni özel görevler açılmıştır. Bu görevin özelliği diğer özel görevlere göre daha gerçekçi olmasıdır.

Alanlar
• 200. seviyeden itibaren herşey artık vahşi hayvanlar, dipsiz ormanlar ve geniş ovalarla ilgili...Avustralya'ya gidiyoruz.

Süpriz Kutusu
• Mağazada sayısı azda olsa süpriz kutuları bulabilirsiniz.
• Süpriz kutusunun içerisinde yardımcılar, set eşyaları, epik eşyalar ve nadir eşyalar olabilir.
• Süpriz kutusunun içerisinden çıkan eşyalar , yardımcılar kutu açıldıktan sonra envanterinize eklenecektir.

Kahramanlık Adımları
• Yeni özellikleriyle birlikte yeni kahramanlık adımları bulunmaktadır.
• Ayrıca kahramanlık adımlarına da yeni bölümler eklenmiştir.

Yardımcılar
• Yardımcılar artık diğer yardımcıları kullanarak yeni özellikler öğrenebilirler. Bunun için aktif olan yardımcınızı seçmeli ve "Yeni yardımcı becerisi öğren" tuşuna basmalısınız.
• Becerisini aldığınız yardımcı becerisini verdiği için sizi bırakacaktır.
• Yeni beceri kazanan yardımcı 1. seviyeden başlayacaktır. Temel statları oyuncunun seviyesine göre düzenlenecektir.

Takımlar
• Yeni takım logoları eklenmiştir.

Karakter Özelleştirmesi
• Karakterinizin görünüşünü özelleştirmeniz için yeni seçenekler bulunmaktadır.

Bakım
Arkadaş Listesi
• Şimdiye kadar arkadaş listenizde bulunan kahramanların resimleri sadece siz giriş yaptığınızda yenileniyordu. Şimdi kahramanınızı özelleştirdiğinizde de yenilenecektir.

Çete Savaşları
• Çete savaşlarından sonra meydana gelen ödüllerden bazıları yanlış hesaplanmıştır. Bu sorun düzeltilmiştir.
  • WaysToDie, Alinagi, Tsunami and 24 others like this


#95584 Lig Sistemi SSS

Posted by Teneke on 25 Mart 2015 - 01:30 ÖÖ

Selamunaleyküm can dostlar. 

 

Bir süreliğine ara verdiğim oyuna tekrar başlama kararı aldım ve birde baktım ki yeni bir sistem gelmiş. Hemen ince eleyip sık dokudum ve bir kaç bilgi edindim. Sorular çoğalacağını tahmin edebiliyorum. Buradan yararlanacağınız gibi sizlerde katkıda bulunabilirsiniz.

 

Lig sistemi nedir?

Lig sistemi şöhretsel sınırsız oyuncunun sınıflandırıldığı bölümün belirli sayılardaki kahraman sayısı ile sınıflandırılmış ve başarıya göre yükselip azalan derecelerin bulunduğu yeni bir sistemdir.

 

Bir lige nasıl katılabilirim?

Her kahraman* sıralama listesine göz attığında sistem tarafından otomatik olarak BRONZ III**ligine kayıt edilir. Diğer liglere oyuncular ile mücadele ederek kendiniz yükselmelisiniz.

*Kahraman şöhret puanı 500 ve ya üzeri olmalıdır.

** III (3) - II (2) - I (1)

 

Kaç lig bulunmakta?

Bunlar en alttan yukarı doğru ;

Bronz III-II-I

Gümüş III-II-I

Altın III-II-I

Şampiyon

olmak üzere aralarında 4 grup, toplamda 10 lig bulunmaktadır.

 

Bir ligden üst lige nasıl çıkarım?

Her ligin kendine göre bir lig puanı vardır ve bu puanlar arasında gidip geldiğiniz sürece o ligde kalırsınız. Taban ve Tavan lig puan sınırını geçtiğinizde ligten düşebilir ve ya bir üst lige çıkabilirsiniz.

 

Lig puanı nedir?

Lig puanları, Lig savaşlarından elde ettiğiniz puanlardır. Bunlar 7 gün boyunca biriktirilebilir. 7 gün sonunda ligler sıfırlanacaktır. Ancak Lig puanlarınızda bir değişiklik olmayacaktır. 7 gün sonunda  hangi ligte bitirdiyseniz bir sonraki sezona o ligte devam edebilirsiniz.

 

Ligler ne işe yaramaktadır?

Ligler gerek verdiği hırs ve sıralamada tırmanma isteği gerekse verdiği ödüllerle cezbedici şekilde gelişime odaklanmamızı sağlamaktadır.

 

Lig ödülleri nelerdir?

Her ligin kendine göre bitiş ödülü* vardır. Lig atlandığında ve ya bitirildiğinde bu ligteki ödül toplanır.  Her lig kendine has miktarda bir temel yetenek artırıcıya sahiptir. Bu da aradaki seviye ve statü farkını bir nebze olsun kapatmaktadır.

*Lig ödüleri için Kahramanım > İsminizin yanında bulunan logo'ya imleci getirmeniz yeterlidir.

 

Lig savaşındaki statü dağılımında bir fark var mı?

Hiç bir fark yoktur. Tıpkı şöhret savaşları gibi lig savaşlarını gerçekleştirebilirsiniz.

 

Lig savaşlarında sınır var mı?

Evet. Günlük 1 er saat aralıklar ile 20 saldırı hakkınız bulunmakta. Bu da günde en az 20 saate tekabül etmekte. Her donutlu saldırı 4 donut harcar. Süre geri sayımı sıfırlanır tekrar 1 saate geri alınır. 

 

Lig savaşı nasıl yapabilirim?

Düello listesindeki Lig sekmesini seçip karşınıza çıkan 3 rakipten biri ile savaşarak sonuca göre lig puanı kazanabilir ve ya kaybedebilirsiniz. 

 

Bir lig savaşı ne kadar sürmektedir?

Bir lig savaşı rakibinize ve size bağlıdır. Normal bir düello gibi savaşırsınız. Ancak bu savaş lig savaşı altındadır. 

 

Bir üst lige yükselmek için ne kadar lig puanı kazanmalıyım?

Bronz III   ---- 0-49 Lig puanı

Bronz II    ---- 50-99 Lig puanı

Bronz I     ---- 100-199 Lig puanı

Gümüş III ---- 200-299 Lig puanı

Gümüş II  ---- 300-399 Lig puanı

Gümüş I   ---- 400-524Lig puanı

Altın III     ---- 525-649Lig puanı

Altın II       ---- 649-750  Lig puanı

Altın I       ---- 750-899   Lig puanı

Şampiyon ---- 900+     Lig puanı aralığında bulunacağınız ligler verilmiştir.

 

 

Kaç lig puanında bir alt lige düşerim?

Bunu hemen bulunduğunuz lige göre olan taban puan sınırını öğrenmek için sıralamadan Lig bölümüne girerek üstteki hareketli bantı beklemek. Bir alt liginiz belirir ve belirtilen puana düştüğünüzde o lige sürgün edilirsiniz.

 

Örnek spoiler içerisindedir.

Spoiler

 

Bronz III   ---- Bronz ligtir. Bu yüzden Sürgün puanı bulunmamaktadır.

Bronz II    ---- Bronz ligtir. Bu yüzden Sürgün puanı bulunmamaktadır.

Bronz I     ----  Bronz ligtir. Bu yüzden Sürgün puanı bulunmamaktadır.

Gümüş III ----  Bronz I ligine , 50 lig puanı ile sürgün.

Gümüş II  ----  Gümüş III ligine, 125 lig puanı ile sürgün.

Gümüş I   ----  Gümüş II ligine, 250 lig puanı ile sürgün.

Altın III     ----   Gümüş I ligine, 400 lig puanı ile sürgün.

Altın II       ----  Altın III ligine, 550 lig puanı ile sürgün.

Altın I       ----   Altın II ligine, 700 lig puanı ile sürgün.

Şampiyon ----  Altın I ligine, 800 lig puanı ile sürgün.

 

 

 

Ligimde belirtilen sınırın altında lig puanına sahip kahramanlar bulunuyor. Bunun nedeni nedir?

 Bunun nedeni henüz sürgün puanına düşmemiş olmalarıdır. 

 

Hareketli banttaki +* temel yetenek puanı ne demektir?

Kalıtsal olmayan bir yetenek arttırıcı sayılabilir. Belirtilen değer kadar %'si alınarak yeteneklerinize ekstra statü vermektedir. Bu miktar her bir üst ligte artmaktadır.

Bu artışlar şu şekildedir;

Bronz III   ---- %3 Temel yetenek artışı

Bronz II    ---- %6 Temel yetenek artışı

Bronz I     ----  %9 Temel yetenek artışı

Gümüş III ----  %12 Temel yetenek artışı

Gümüş II  ----  %15 Temel yetenek artışı

Gümüş I   ----  %18 Temek yetenek artışı

Altın III     ----   % 21 Temel yetenek artışı

Altın II       ----  % 24 Temel yetenek artışı

Altın I       ----   % 27 Temel yetenek artışı

Şampiyon ----  % 30 Temel yetenek artışı

 

 

Başka liglere göz atabilir miyim?

Kendi liginiz ve Şampiyon ligi harici hiçbir lige göz atamazsınız. Fakat oyuncuların profillerinden veya sıralama listesinden hangi ligte bulunduklarını öğrenebilirsiniz.

 

Listede benden başkası yok. Bunun nedeni nedir?

Bunun anlamı o ligte sizden başka kimsenin bulunmamasıdır. Her lig 100 kişi ile sınırlıdır. Puan artışına göre yükselebilir yada sınırdan düşebilirsiniz. Uygulama yeni olduğu için liglerin dolması ve kahramanların buna alışması uzun sürecektir.

 

Lig atladığımda , atladığım tüm liglerin ödüllerini alabilir miyim?

Bu mümkün değildir.Sadece bulunduğunuz ligin ödülünü alırsınız.

 

Lig'e bastığımda hiçbirşey göremiyorum. Nedeni nedir?

Bunu ndeni bir lige mensup olmamanızdır. Lütfen düello listesindeki Lig savaşları bölümünü ziyaret ediniz. Sistem otomatik olarak Bronz III ligine sizi atayacaktır.

 

Yetenek puanlarım lig sıfırlandığında gidecek mi?

Hayır. Gelen ekstra yetenekler geri alınmayacak sizde hep duracaktır.

 

Yetenek puanları üst üste mi birikecek?

Bu konuda henüz bir bilgimiz bulunmuyor.

Arayüzler ve Açıklamalar

 

Lig savaşı arayüzü ve açıklaması;

 

Spoiler

 

Lig sıralaması arayüzü ve açıklaması;

Spoiler

 

 

Elimden gelenlerin hepsi bu kadar . Unuttuğum , es geçtiğim ve ya doğru yazamadığım , eksik geçtiğim... Her şey olabilir. Görüş, düşünce , fikir ve önerilerinizi , edindiğiniz bilgilerinizi paylaşmaktan asla çekinmeyin.

 

Yaklaşık 5 saatlik çalışmama vakit ayırdığınız için teşekkür ederim :) :)

 

ha bu arada bizim Deli buralardaysa bi selam olsun  ^_^ ^_^^^^^^^^^^^^^^>

 

İyi forumlar


  • GreenPhoenix, cullina, Belictioner and 23 others like this


#114973 Silc00n ile yaptığımız röportaj / TR4 - VizigoT

Posted by VizigoT on 04 Haziran 2016 - 08:33 ÖÖ

7vXMEv.jpg
 
Silc00n TR2, TR4 ve TR6 Serverlarında oynamaktadır.
 
 
VizigoT : Merhaba, Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Kendinizden kısaca bahseder misiniz ?
 
Silc00n : Röportaj için bende teşekkür ederim. Adım Murat 24 yaşındayım. Elektrik Elektronik Mühendisliği okuyorum.
 
VizigoT : Klasik bir soru ile devam edelim Murat bey, Oyuna ne zaman ve nasıl başladınız ?
 
Silc00n : Yaklaşık 3 sene olmuştur. İlk başladığımda 2 tane sunucu vardı TR1 ve TR2 bu yüzden daha yeni olan TR2 ye başladım. 60 70 seviyelerde çok fazla hata yaptığımı fark ettim. Silip baştan açtım. Şuanda hâlâ aynı hesaptan devam ediyorum.
 
VizigoT : Forum yönetim ekibine katılmayı hiç düşündünüz mü?
 
Silc00n : Hayır, kesinlikle düşünmedim. Okuldan ve oyundan artan vakitlerimi ders çalışmaya ve gerçek hayattaki uğraşlarla doldurmaya çalışıyorum.
 
VizigoT : Hero Zero oyunu size neler kazandırdı/kaybettirdi ?
 
Silc00n : Hero Zero oyunu çok iyi arkadaşlar dostlar kazandırdı. Klasik olarak zaman kaybettirdi ama hayat kısa o zaman bir şekilde veya başka bir oyunla kaybolacaktı zaten onun için pek bir şey kaybettirdi diyemeyeceğim.
 
VizigoT : Hero Zero’da bir gününüz nasıl geçiyor,oyuna girdiğiniz andan itibaren neler yapıyorsunuz?
 
Silc00n : Görevleri deneyime harcarken aynı zamanda çoklu görev ile eğitimleri bitirip ertesi güne kadar çalışmaya veriyorum. Özel görevler düellolar fırsat buldukça yapıyorum. Eventler dışında kötü adamlarla pek ilgilenmiyorum. Ödüllerini beğenmiyorum (Harcanan zaman başına deneyim olarak)
 
VizigoT : Peki oyunda ilham aldığınız birisi var mı?
 
Silc00n : Benim ilham aldıklarımın geneli oyunu bıraktı.
Matrix79 (sildi) ve KurnazAga (Sadece hesabı silinmesin diye giriyor)
Ama aktif olarak oynayan s1 sunucusunda 2 tane ilham kaynağım var.
DrArroganto, tinii
 
VizigoT : Oyunun eksileri veya artıları neler? Oyuna gelmesini istediğiniz bir öneriniz var mı?
 
Silc00n : Oyunun en sevdiğim kısmı oynarken Video izleyebilmek, başka şeylerle ilgilenebilmek ve hatta ders bile çalışabilmek. Bu yüzden şuan ki uzun görevli sürüm beni en çok sevindiren güncelleme oldu.
Oyuna gelen yenilikler eksilerini kapatıyor ama şuanda son sunucu TR6 hariç kalan tüm sunucularda oynayan sayısı çok az ve gün geçtikçe azalıyor.
Diğer oyunlarda bunun kesin ve net çözümü sunucu birleşimi bu oyunda da “Teknik Nedenler”in bir an önce halledilip birleşime gitmesi gerekiyor. Şimdiden Haftada bir kere giren sayısı 369 her hafta bu sayı daha da azalıyor. Bir şeyler yapılmazsa ölen sunucular artık çürüyüp kokmaya başlayacak. 
 
VizigoT : Biliyorsunuz ki her zaman sorulardan biri olan ‘’Eğitim mi yoksa Deneyim mi?’’ konusundaki sizin düşünceniz nelerdir? Sizce bir oyuncu oyunda eğitim mi yapmalı yoksa deneyim kazanıp seviyemi geliştirmeli?
 
Silc00n : Oyunda yüksek hedefleriniz varsa mutlaka %50 görev destekleyici ile görevleri yapmalısınız. Çoklu görev sayesinde aynı anda eğitim yaparak karakterinizi çok daha hızlı geliştirebilirsiniz. 99 donut pahalı gelebilir ama oyun bu konuda çok cömert her yerden donut geliyor idareli kullanıp alabilirsiniz. 250 seviyeden önce enerjileri kesinlikle deneyim için kullanın faydasını mutlaka görürsünüz. Seçim yapmak zorunda kalırsanız 250 seviye altı için deneyim 250 seviye üstü için eğitim seçebilirsiniz.
 
VizigoT : "Silc00n" isminin anlamı nedir ? Neden o ismi tercih ettiniz ?
 
Silc00n : Uygun ve özgün bir isim bulmam gerekiyordu. Araştırırken bir pokemon ismi olan “SilcOOn” ismi hoşuma gitti. “OO”ları kabul etmeyince “00” kullandım ve “Silc00n” olarak başladım.
 
VizigoT : Gerçekten deneyimli bir oyuncusunuz. Kısa süre önce rekorlar konumuzda 1 milyar para biriktirdiğinizin resmini attınız. 1 milyar para biriktirmek ne kadar zamanınızı aldı ? Böyle bir parayı biriktirmeye neden ihtiyaç duydunuz ve son olarak o parayı ne yapacaksınız ?
 
Silc00n : Bu öncelikle sabır işi o para devamlı gözünüzün önünde duruyor. Beni harca diye bağırıyor ama ben harcamıyorum. Youtube’da videolu olarak bastığım 15m ve sonrasında 100m harcama videolarım var. Rekorun tarihinden o videonun tarihini çıkarınca 524 gün yapıyor. 15m harcama görevi son olmasına rağmen yeni gelen 100m görevi beni teşvik eden şey oldu. Yakında 1 milyar veya 2 milyar geleceğini düşündüğüm için başladım görevi gelince harcayacağım şuan harcarsam gelince sayıyor ama 2 milyarda gelebilir onun için harcamıyorum.
 
VizigoT : TR2 - TR4 - TR6 Sunucularında en yüksek seviyeli oyuncu ünvanına sahipsiniz. 3 sunucuda deneyim kasmak gerçekten zor olsa gerek, deneyim kasmamayı düşündüğünüz oldu mu ?
 
Silc00n : Ben bu oyunun mantığını eğitim aksatmadan deneyim kasmak olarak düşünüyorum. Görevlerde sarı kısım beni ilgilendirmez oralara pek bakmam. Enerji başına deneyim hesaplar veya acelem varsa sezgi ile kasarım. Ama kahramanlık sezgisinin biraz geliştirilmeye ihtiyacı var. Süreyi görev aktifken hesaplaması lazım çünkü 1 saat müsait olamayız diye almaya korkuyoruz ve bazen beklenmedik oyun kesintileri veya saat başında gelmeyen kötüler sezgiyi hep boşa harcatıyor.
 
VizigoT : Gücünüzü her zaman düşük kullanıyorsunuz, Yeni başlayan oyuncularımız için gücünüzü niçin düşük kullandığınızı avantajlarını/dezavantajlarını bize biraz anlatabilir misiniz ?
 
Silc00n : Görev kasarken düşük güç daha uzun dövüş süresi demektir. Daha uzun dövüş süresi boyunca petinizde bulunan Skillerin çalışma ihtimali kat kat artacaktır. Ve kazanma oranınız %100 lere kadar çıkar. Ama düellolar için dezavantajlıdır. En iyi ve en kolay ayarlanabilen Düello için stat ayarı Hasar(Güç+Silah Hasarı+Mermi)=Day=Beyin=Sezgi dir. Zaten bunu çoğukluk biliyor uyguluyor.
 
VizigoT : Nasıl bir pet (yardımcı) kullanmalıyız ?
 
Silc00n : Güzel bir pet için gereken tek şey rasgele petler ve donut
Öncelikle,
Güzel Görev ve Düello peti nasıl olur. Güzellik sırası ile yazılı skiller.
 
1. Yetenekler "Siyah Buz","Sürat Yüzgeci","Kafa Atar","Sürekli Çamursu Damlama","Sürekli Damlama"
2. Yetenekler "Koruyucu Çiviler","Penaltıcı","Sert Kabuk","Kartal Gözü","Fedai"
3. Yetenekler "Çığ","Alerjik Reaksiyon","İki Birden İyidir","Kefeni Yırtmak","Hakuna Matata"
 
Böyle yeteneklerin her hangi ikisine sahip olan bir pet buluyoruz.
Örnek olarak;
"Sürekli Damlama" "Dört Göz" "Kefeni Yırtmak"
Not:Bu petin ne zaman geldiğinin önemi yok kaç stat verdiğinin önemi yoktur. Sadece verdiği yeteneklerin 2 si güzel olmalı
Sonra bir tanede bu yeteneklerden kalan yeteneği öğretmek için bir pet buluyoruz.
Örnek olarak
"Böyle Değil" "Fedai" "Gizlen!"
Bu petin şeklinin bile önemi yok çünkü kaybolacak
İlk petimize buradaki "Fedai" Yeteneğini öğretiyoruz.
Ve Petimiz
"Sürekli Damlama" "Fedai" "Kefeni Yırtmak" haline geliyor.
Verdiği Statlar ise sanki peti o levelde marketten almış gibi artıyor.
Size sadece kasması kalıyor.
 
Peki, iyi bir Takım savaşı peti nasıl olur.
 
Bunun içinde aynı şeyi yapıyoruz. Fakat fark Yeteneklerde
Takım savaşı için İyi Yetenekler nelerdir.
 
1. Yetenekler "Siyah Buz","Sürat Yüzgeci","Kafa Atar","Sürekli Çamursu Damlama","Sürekli Damlama"
2. Yetenekler "Özen Gösterme"
3. Yetenekler "Çığ","Alerjik Reaksiyon","İki Birden İyidir","Kefeni Yırtmak","Hakuna Matata"
 
Buradaki farkın sadece 2. Yetenek olduğunu görmüşsünüzdür.
Yani bize ilk pet olarak
"Sürekli Damlama" "Sopayı Kap" "Kefeni Yırtmak" gibi 2. Skili gereksiz olan pet gerekiyor.
Ve bir tanede "O Kadar da Kötü Değil" "Özen Gösterme" "Gizlen!" 2. yeteneği Özen gösterme olan pet gerekiyor.
Ve bunlar hazırsa 1. Pete "Özen Gösterme" Öğretiyoruz.
Elimize Statları marketten alınmış gibi tazelenmiş yetenekleri de
"Sürekli Damlama" "Özen Gösterme" "Kefeni Yırtmak" olmuş süper bir petimiz oluyor.
 
VizigoT : Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tekrardan teşekkür ederiz.Son kez söylemek istediğiniz birşeyler var mı?
 
Silc00n : Devamlı bir şeyler önerdim bunları konu olarak açmadım ama birileri geliştirip açarsa sevinirim. Bunun bir oyun olduğunu gerçek hayattan önemsiz olduğunu bilerek zevk almak için oynayın. En kötü plan bile plansızlıktan iyidir bu yüzden kendinize bir plan yapın. Röportajı okuduğunuz için teşekkür ediyor iyi oyunlar diliyorum.
 
 
Okuduğunuz için bende teşekkür ediyorum. Sormak istediğiniz sorular ve merak ettiğiniz şeyler var ise bu konu altında paylaşabilirsiniz. :)

  • tdagasan11, sixbullet, Timur22 and 22 others like this


#111974 TR1 - WaysToDie ile Röportaj :)

Posted by QueenB on 06 Şubat 2016 - 02:34 ÖS

gZQyQ3.png

 

 

Selam forum ahalisi  :)

 

Bugünkü röportajımda efsane WaysToDie ile birlikteyim  :) Çok heyecanlandım açıkçası  :P

Neyse uzatmadan başlıyorum  :) Keyifli okumalar 

(Fikirlerinizi postlarda görmek istiyoruuum  :) )

 

 

QueenB - Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkürler    :) Kendinizi kısaca tanıtır mısınız ?

WaysToDie - Merhaba Ben WaysToDie Kısaca WTD

 

 

QueenB - Oyuna ne zaman ve nasıl başladınız ?

WaysToDie - 05.12.2012 tarihinde başladım.Oyunu F*******'taki reklamlardan görmüştüm.

 

 

QueenB - Oyuna başlarken hedefinizde zirve var mıydı ? 1. olmak nasıl bir his ?

WaysToDie - Aslında ilk başlarda böyle bir hedefim yoktu çünkü kaptanlaz almış başını gitmişti.Zamanla ve emekle 1.liğe ulaştım 1. olmak gerçekten zor..Sürekli küfür içerikli mesaj gelmesi ,hakaret ,vb şeylerle uğraşmak insanın canını sıkıyor.

 

 

QueenB - TR1 level birincisine soralım    :) Level mi eğitim mi ?

WaysToDie - Tabiki eğitim .Taktiksel olarak bakarsak oyunun dönüm noktası 250. level.250'den sonra daha fazla tecrübe istediği için 250'ye kadar level daha sonrasında eğitim gayet iyi olacaktır.

 

 

QueenB - Oyuna başladığınıza pişman olduğunuz ya da "İyi ki başlamışım" dediğiniz zamanlar oldu mu ?

WaysToDie - İyi başlamışım dediğim;TITANS takımıyla tanışmam özellikle  Orcun Ağabey ve Gülşen Ablamla  :) Pişman olduğum durum ise kötü adamlarda aşırı derece donut harcamış olmam.

 

 

QueenB - Sorulabilecek en klişe sorulardan. Oyunda bir gününüz nasıl geçer ?

WaysToDie - Öncelikle eğitimleri bitiriyorum.35 eğitimin bitmesi bayağı uzun sürüyor daha sonra görevleri yapıyorum.ve en son işe bırakıyorum. Özel görevleride hiç kaçırmam geldiği zaman hemen yaparım.

 

 

QueenB - TR1 baya eski bir server. Eski canlılık , rekabet var mı ? Neler söyleyebilirsiniz ?

WaysToDie - TR1 gerçekten  eski bir server 3. yılına gidiyor.Rekabet ilk zamanlarda acayip çoktu .Tek server olduğu için herkes birbiriyle rekabet içindeydi.Şu an için ise rekabet ilk 10 da var.

 

 

QueenB - Oyuna fazla vakit ayırdınız / ayırıyorsunuz. Bu sizin sosyal hayatını etkiler mi / nasıl etkiler ?

WaysToDie - Sosyal hayatıma  zaman kalmıyor.Ama  sosyal hayatıma renk katmak icin son 1-2 aydır Görevlerin  son 2 enerjisini almıyorum. eğitimleri kesinlikle bitiriyorum. 

 

 

QueenB - Oyunda tanışıp da sevdiğiniz insanlar var mı ? Sık sık görüşür müsünüz bu insanlarla ?

WaysToDie - Oyunda tanıştığım insanlar kısıtlı. Orcun ağabey ve Gülşen ablamla sık sık konuşur ve muhabbet ederiz.

 

 

QueenB  - Rakip ya da örnek gördüğünüz kişi(ler) var mı?

WaysToDie - Rakip olarak gördüğüm Madves69 var. Madvesin uzun süredir para biriktirmesi onun biraz statülerde geri kalmasına yol açtı ama parayı harcadıktan sonra hemen hemen eşit güçte olacağız.

 

 

QueenB - Oyun hayatınızı etkileyen dönüm noktaları var mı ? Varsa nelerdir ?

WaysToDie - İlk zamanlar kaptanlaz'ın hesabını silmesi oyunda yükselmemi kolaylaştırdı.Daha sonrasında Hax'ın oyunu bırakmasına gerçekten çok üzüldüm.Hax'dan aldığım 1.ciliği Güçlü rakipler karşısında devam ettirdim.Oyundaki güç bakımından beni en çok zorlayan Tırtooo oldu.Tırtoonun hesabını silmesiyle önüm tamamen  açıldı.YıldırımTsunami ile sürekli rakiptik  Son zamanlarda YıldırımTsunami'yi TITANS'a transfer ettik.Her şey güzel derken YıldırımTsunami de hesabını sildi Bu olaya da çok üzüldüm.

 

 

QueenB - Tecrübeniz tartışılmaz. Peki hiç yönetim ekibine katılmayı düşündünüz mü?

WaysToDie - Yönetim ekibine katılmayı hiç düşünmedim.

 

 

QueenB - Son olarak söyleyeceklerinizi alalım

WaysToDie - Oyunu oynayan arkadaşlar sosyal hayatlarına önem versinler , her şey oyun demek değil.Dostuk asla bitmez.Oyunda iyi yerlere gelmek isteyen arkadaşlar biraz emek ve zamanla istedikleri yerlere geleceklerdir.

 

 

 

Röportajımı burada sonlandırıyorum. 

Herkese mutlu günler , şans sizinle olsun :)

 

(Bu arada diğer röportajlarımda sormamızı istediğiniz soruları konu altına yazabilirsiniz :) )


  • WaysToDie, Orginal, tdagasan11 and 22 others like this


#107640 # TR1 FatihSultanMehmedHan ## TR3 Sensei #

Posted by Belictioner on 02 Ekim 2015 - 02:36 ÖS

a0q0YR.png

 

LEPEDJ.png

 

PB3B1Q.png

 

 

Merhabalar.

İlk röportajım ile karşınızdayım. Yaklaşık bir saat daha erken paylaşacaktım fakat yanlışlıkla sekmeyi kapatınca gitti her şey...

Yeniden yazmak zorunda kaldım maalesef.

 

Konu içeriği olarak acemi olduğumu düşünüyorum, eğer öyleyse kusruma bakmayın lütfen.

Bol bol yorum yapmanızı istiyorum, iyi incelemeler efendim.

 

 

*Sizin de tanımanızı istediğim iki kişi ;

  • Bir yanda FatihSultanMehmedHan!
  • Diğer yanda ise Sensei!

 

 

  • Belictioner : Öncelikle merhaba baylaar, ben sizi tanıyorum fakat burdaki ahali sizi tanımıyor. Kendinizden bahseder misiniz?
 

 

FatihSultanMehmedHan : Merhabalar efendim. Hay hay matmazel, tabii ki bahsederim. Öncelikle ismim Mehmet ve yaşım 16. Ankara'da yaşıyorum ve lise 2. sınıf öğrencisiyim. TR1 sunucusunda FatihSultanMehmedHan nickiyle boy gösteriyorum.

 

Sensei Merhabalar, ben Mehmet.17 yaşında, Lise 3.sınıf öğrencisiyim. İstanbul'da yaşıyorum.Boş vakitlerimde bilgisayar başında vakit geçirmeyi, spor ile uğraşmayı severim. TR3 serverinde Sensei nicki ile oyunuma devam etmekteyim.

 

 

  • Belictioner : Oyuna hangi tarihte başladınız? Başladığınız bu tarihte oyunu nereden gördünüz? Açtığınızda oyun hakkındaki yorumlarınız neler oldu?

 

 

Sensei Oyuna 2013 aylarının sonlarına doğru başladım. İnternette gezinirken oyunun reklamını gördüm, daha sonra neymiş bu bir bakalım diyerek oyuna başlamış bulundum. Oyun hakkındaki yorumum grafiklerinin hoş olduğuydu, ilk zamanlar oyunu tam kavrayamasam da oynaya oynaya alıştım ve bugünki hale geldim.

 

 

FatihSultanMehmedHan  : 21.12.2012 tarihinde logosu "F" harfi olan sosyal paylaşım sitesinin reklamlarında gözüme çarptı ve "Bir göz atayım, beğenirsem oynarım" diyerek başladı benim kahramanlık maceram. Yani senin eline su dökemem selin ama oyunun en eskilerindenim. O zamanlar oyun sadece benim boş vakitlerimde zaman geçirmek için oynadığım bir oyundu. Hero Zero'nun sadece hesap kasmaktan ibaret olduğunu düşünüyordum, oysa ki yanılmışım. Hero Zero bir oyundan çok daha fazlası oldu benim ve benim gibi bir çok kişi için. Başta siz olmak üzere bir çok arkadaşlık ve aile ortamına şahit oldum. Bu oyunda bir çok insanı gerçek arkadaşlarımdan daha yakın hissettim kendime. Hero Zero içindeki dostlarım sayesinde bir yaşam tarzı oldu benim için.

 

  • Belictioner : Oyunumuza hangi sunucuda başladınız? Bizimle biraz (!) oyun hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız

 

 

Sensei  İlk zamanlar TR1 sunucusunda bir hesap açtım ve oyunu oynamaya başladım. Kısa bir süre sonra TR3 serverinin açılacağı haberini alınca TR3 serverini bekledim ve açıldığı ilk gün hesap açarak oradan oyunu oynamaya devam ettim. O gün bugündür TR3 serverinde oynamaya devam ediyorum lakin bir önceki hesabım ban yediğinden dolayı 140-150 gün gibi bir süre önce açtığım ''Sensei'' nickli hesabım ile oyunu oynamayı sürdürüyorum. Oyun hakkındaki görüşlerime gelecek olursak oyun gayet iyi. Kötü yanı ise oyunun çok zamanımızı yemesi.Şahsen ben günümün yaklaşık 10 saatini oyuna harcıyorum ve istesen de istemesen de bu reel hayatını olumsuz etkiliyor. Bunun dışında kötü bir yanı yok. Grafikleri, takım sohbeti vb. özellikleri kullanıcı tarafından dikkat çekiyor.

 

 

 

FatihSultanMehmedHan Oyuna Türkiyenin ilk sunucusu olan TR1 serverinde başladım ve ufak tefek tatiller ve aksilikler olmasına rağmen başladığım günden bu yana aynı hesabımla devam ediyorum. Öncelikle Hero Zero'nun oyun bazındaki görüşlerimi beyan etmek istiyorum. Hero Zero benim yaklaşık 3 yılımı harcadığım bir çok olaya imzamı attığım bir arkadaşlık oyunu. Hero Zero bir oyun olarak öncelikle bir çok insanların gözüne anlamsız bir iki görevden ibaret olan insanın fazla zaman harcamasına neden olacak gösterişsiz bir oyun gibi görünse de içinde cevherler yatan benim için değeri ve anlamı büyük olan bir oyun. Sizler gibi bir çok güzel insanla bu oyunda tanıştım, bu oyunda vakit geçirdim. Kimi zaman uykumdan kestim bu oyundaki arkadaşlarım için ayırdım vaktimi, kimi zaman cebimden çıkardığım parayı verdim takımımdaki arkadaşlarımın keyfi için oyuna. Kimi zaman üzdü kimi zaman sevindirdi, benden pek çok şey aldı bu oyun zaman gibi ve almaya da devam edecek gibi görünüyor. Ama bir çok şey verdi bana güzel dostluklar gibi iyi bir arkadaş ortamı gibi tanımadığım insanlar yardıma koştu bazen benim için, bazen de ben tanımadığım insanlar için yardıma koştum. Kısacası benden pek çok şey alıp pek çok şey verdi bana Hero Zero.

 

 

  • Belictioner : Çok iyi takımlarda yer alıyorsunuz. Belirli mertebelere ulaşmış kişilersiniz. Buralara nasıl geldiniz?

 

 

FatihSultanMehmedHan : Öncelikle şu an ben TR1de iyi bir yerlerdeysem bunu dostlarıma borçluyum, beni oyuna bağlayan sizlersiniz, ben oyunu sırf dostlarım için, onlarla vakit geçirmek için oynuyorum. İnsanın insana bakış açısı çok önemlidir efenim. Ben elimden geldiğince bütün herkese saygı ve sevgi göstermeye, empati kurmaya, yardımlarına koşmaya ve onlarla vakit geçirmeye, gerektiğinde gerekeni yapmaya çok önem verdim. Böylelikle bir çok arkadaşlık kurdum ve sürdürdüm. Ben büyük yerlerde olmamı siz dostlarıma bağlıyorum matmazel. Bana hep destek oldunuz, her zaman yanımda oldunuz, var olun. Takımımızın TR1 serverinde 4.lük gibi bi başarı yakalamasını da ben takım arkadaşlarıma bağlıyorum hepsi birbirinden değerli birbirinden güzel insanlar, birbirimizi biraz anlamaya çalışıp birbirimize güvenince gerçek takım oyunu ortaya çıkıyor ve ister istemez başarılar yakalıyoruz. Burdan tüm The Ottoman Empire ailesine selam yolluyorum ve teşekkürlerimi sunuyorum, iyi ki varsınız. Biraz da kahramanımın nasıl iyi olduğu konusuna değinirsek, çok çaba sarf ettim gelişmeye, çok emek verdim böyle bir hesap ortaya çıktı. Ancak ben pek beğenmiyorum şu anki yeteneklerimi. Zamanında eğitim yapmamamdan kaynaklı ciddi bir statü eksikliğim var umarım telafi edebilirim. Burdan arkadaşlara sesleniyorum "Eğitiminizi ak-sat-ma-yın". Sonra Fesemehe abi dediydi dersiniz  :D

 

Sensei : Biz geliriz. :P Şaka bir yana her ikimiz de iyi takımlarda yer alıyoruz ve belirli yerlere gelmiş kişileriz. Nasıl geldiğime değinecek olursam işin sırrı günlük eğitimlerini aksatmamak ve x4 enerji bitirmekden geçiyor. Bir nevi oyuna bolca vakit ayırmalısınız. Bu işlemleri her gün düzenli şekilde uygular, yolunuzdan şaşmazsanız gelişememeniz için hiçbir sebep yok ki bu da benim şahsi görüşümdür. İşte öyle Selincim.

 

 

  • Belictioner : Hero Zero size neler verdi? Sizden neler aldı?

 

 

Sensei HZ bana sabretmem gerektiğini öğretti, ayrıyeten bazı insanlara güvenmemem gerektiğini de. Verdiği diğer bir şey ise sizlersiniz. Çok önemli ve büyük dostluklar edindim.Aldığı şeyler ise.. Ihm, bir şey almadı.Yalan söylemek istemeyiz şimdi değil mi ama ? ^^

 

FatihSultanMehmedHan Hero Zero benden başta 3 yıl gibi büyük bir vaktimi, ne kadar harcadığımı bilmiyorum ama paramı ve sosyalliğimi aldı. Verdiği şeyler ise, başta sizin gibi tatlı bir bayanla ve şu an ropörtajımızın 3. planındaki espirici şahısla tanıştırdı ve sizler gibi bir çok güzel dostlar ve dostluklar verdi. Alış-verişten kârlı çıkan taraf olduğumu düşünüyorum.

 

 

  • Belictioner : Karakterinizle beraber geçen bir gününüzü bize anlatır mısınız? Bu özel gün nasıl geçer neler yaparsınız?

 

 

Sensei Oyuna girer girmez ilk yaptığım şey Belictioner adlı hanımefendi'nin açık olup olmadığına bakmak oluyor. Çoğu zaman açık olmuyor. (uykucu şey) Sonrasında ise mağazayı yenileme, özel görevler, görevler, eğitimler ve aralarda da düello-lig saldırılarıyla beraber günüm devam ediyor.Bu arada takım sohbetini de ihmal etmiyorum tabii ki.Tüm bunların ardından karakterimi çalışmaya bırakıyorum ve o anki ruh halime göre etrafıma soğuk espriler saçıyorum.Evet, bize de bir espri yap dediğinizi duyar gibiyim.Sizi kırmayacağım: ''Dün gece yattım, bugün tekne.'' Üşüttüysem kusura bakmayın. *,*

 

FatihSultanMehmedHan : Benim için gün gece yarısı başlar, Oyun her gece yarısı enerjilerimizi cesaretimizi vs. doldurduğunda yaptığım ilk iş eğitimdir, eğitimleri bitirmeden asla görevlere başlamam, başlamışsam da yanlışlıkla başlamışımdır. Eğitimlerin ardından görevleri bitirmeye çalışırım, genelde bitiremem başımın tacı bir kaç tatlı arkadaş sayesinde ama canları sağ olsun, onlardan önemli değil. Genellikle para ağırlıklı görevleri yapmaya çalışıyorum yeteneklerim seviyeme göre pek iyi olamdığı için. Size de para kasmanızı tavsiye ederim. Neyse işte, bu eğitimleri ve enerjileri bitirmeye çalışırken marketi yenileme, düello ve lig saldırıları gibi ufak işleri hallederim genelde. Daha sonra yapacak bütün işler bittiyse 1 saat-1 saat çalışmaya bırakır ve arkadaşlarla sohbet etmeye devam ederim.

 

 

  • Belictioner : Biz moderatörlerin arasına katılmayı hiç düşündünüz mü?

 

 

Sensei : Evet, düşündüm ve amacıma ulaştım da. Birkaç ay öncesine kadar forumda moderatördüm. Lakin tatsız bir olay yüzünden tekrardan üye oldum.

 

FatihSultanMehmedHan Evet, 2 defa düşündüm ancak ikisinden de sonuç alamadım. Biraz hatta biraz değil bayağı asosyalım, boş vaktim çok oluyor günde değerlendirmek, Moderatörlüğe başvurmak istdim ama kabul edilmedim. İlk başvurumu 1,5 yıl önce, ikinci başvurumu 1-2 ay önce yapmıştım, son yaptığım başvurunun neden kabul edilmediğini dahî bilmiyorum. Canları sağ olsun.

 

 

  • Belictioner : Oyundan sevdiğiniz kahraman ya da kahramanları bizimle paylaşır mısınız?

 

 

FatihSultanMehmedHan Başta siz matmazel, yani Belictioner ve daha sonra Forumu ve oyunu bırakmasına rağmen Köftehor, ardından ropkam Mehmet, başlarında akıl hocalarım olmak üzre tüm The Ottoman Empire ailesi ve adını saymadığım ablalarım, abilerim, kardeşlerim. Hepsine burdan selamlar, sevgiler. Adını saymadıklarım kusuruma bakmasınlar lütfen. Ha bu arada Alamanyadaki dayıma burdan selamlar yolluyorum  :D

 

Sensei En sevdiğim kahraman örümcek adamdır falan demiyeceğim tabii ki.Oyundaki En sevdiğim kişi; konuşmaya doyamadığım, yeri bende apayrı olan Selindir.(Siz oluyorsunuz hanımefendi) Diğer bir kişi ise her ne kadar beni sık sık gıcık etse de ropkam yani ''FatihSultanMehmedHan''dır.Takımım olan Devleti Ebed Müddet'in üyelerini de bir hayli severim.Sevip sayıp da ismini buraya yazamadığım, unuttuğum birçok kişi var.Onlar da kusura bakmasınlar.

 

 

  • Belictioner : Ropka mı  :D Hahahayt. Bu bir hitap şekli mi yoksa? Ne anlama geliyor peki?

 

 

Sensei : Ropörtaj kardeşliği adına!

 

FatihSultanMehmedHan : Ropka : ROPörtaj KArdeşi  :D İki kelimenin baş harflerinin birleşimi  :D

 

 

  • Belictioner : Hmm, anlıyorum  :D Şeey bu çok sevdiğiniz kahramanlarla ilerde buluşmak ister misiniz? Belki de buluştuğunuz kişiler olmuştur.

 

 

FatihSultanMehmedHan : Ihm okuldan ve mahalleden arkadaşım olan MehmetKAPTAN'ı saymazsak daha önce Hero Zero'da tanıştığım hiç kimseyle buluşmadım. Ve ilk buluştuğum kişi siz olun istiyorum matmazel. Ve ayrıca dostum Köftehor ile de buluşmayı çok isterim.

 

Sensei Tabii ki buluşmak isterim, hatta en çok istediğim şeylerden biri diyebilirim.Bu isteğim gerçekleşirse bu HZ'da ki ilk buluşmam olacak.

 

 

  • Belictioner : Benimle röportaj yapmaya katlandığınız içiin, çok teşekkür ediyorum canlarım

 

 

Sensei : ''Biz kıyafet mıyız ki katlanalım?'' demek isterdim ama demiyeceğim. Asıl ben teşekkür ederim Selincim, güzel bir ropörtaj oldu.

 

FatihSultanMehmedHan : Bence matmazeel, biz bu ropörtajda Mehmet'e katlandığımız için onun bize teşekkür etmesi gerekiyor. Her neyse biz teşekkür ederiz bizimle bu şerefi paylaştığınız için. Hayırlı günler dilerim millet : ))

 

FatihSultanMehmedHan  ;) 

Sensei   (smug) 

 

 

Başka röportajlarda görüşmek üzre! 


  • WaysToDie, Archives, sixbullet and 22 others like this


#97750 Shadow37/Shadowhunter - TR6 - Strangereister

Posted by herobatı. on 02 Mayıs 2015 - 10:04 ÖÖ

WnZqLq.png

 

~

 

pgobpN.png

 

 

Strangereister - Merhabalar. Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinizi bize biraz tanıtabilir misiniz?

 

Shadow37 - Merhabalar : ) Bu röportajı bizle yaptığın için biz teşekkür ederiz.  İsmim Yasin. 22 Yaşındayım elektronik teknisyeniyim.. Bu işe de yeni başladım : )  Oyundaki nickim shadow37 dir. tr2-tr5-tr6 serverlarında oynuyorum : )

 

Shadowhunter -  Merhaba ben Ahmet röportaj için ben teşekkür ederim. 21 yaşındayım bende. Bütün sunucularda kariyerim var, su anda tr3 tr6 oynuyorum. Bilgisayar öğrencisiyim vakit geçirmek için hero zero oynuyorum.

 

Strangereister - Hero Zero oyununa ne zaman ve nasıl başladınız?

 

Shadow37 - 2013'te  başladım. TR2 sunucusu ilk göz ağrım. Oraya  kardeşim başlatmıştı,bende onun yüzünden başladım.

 

Shadowhunter - Oyunun  açıldığı ertesi günü facebook'da gördüğüm bir reklam sayesinde TR1 sunucusuna başladım.

 

Strangereister - Forumda moderator ekibine katılmak ister miydiniz ? İkinizde uzun zamandır oyundasınız, elbet bilginiz çoktur.

 

Shadowhunter - Mod. olmak eskiden isterdim ama artık istemiyorum pek . Biraz  uğraştırıcı bir iş gibi, bende pek uğraşmayı seven birisi değilim. Açıkçası bütün modlara kolay gelsin.

 

Shadow37 - Forumda moderator ekibine katılmak sanırım istemezdim. Güzel bir ünvan ancak, işlerimde var biliyorsunuz. Forumda çok gezemiyorum bu yüzden bana göre  değil ancak, 2 yıllı oyuncu olmanın tabiki de tecrübesi oluyor bu yüzden oyun hakkında iyi bir bilgi deneyimine sahip oldum.

 

Strangereister -  Birden fazla sunucuda oynamak size ne tür şeyler kattı veya kaybettirdi ?

 

 

 Shadowhunter - Birden fazla sunucu yeni arkadaşlar kazandırır diye düşünüyorum ve ikinci sunucuya başladığımda Yasin'le tanıştım bana böyle dostluklar kazandırdı ve fazla bir şey de  kaybettirmedi.

 

Shadow37 - Birden fazla sunucuda oynamak bana kazanç olarak daha çok arkadaş kazandırdı. Örneğin TR5'te ki tüm takımım arkadaşım ve bir çoğunu tanımıyordum önceden 30 kişinin 10 kişisini filan tanıyorum ancak, sonradan hepsi arkadaşım oldu. TR6'da  ise bir çok yeni arkadaşlarım oldu. Oyunu bilmeyene yardımcı oldum yeri geldiğinde  öneriler verdim : ) tanıdığıma  sevimdiğim en çok isimlerden birisi Eylüldür. tr6'da  κσlεяα nicki ile geçiyor... Muhabbeti  ile sohbet  filan ederken hiç sıkılmıyorum. Eylül de benim gibi cana yakın olması da kafa  denkliği falan gayat uyumlu birisi, oyunda tanıştığım  böyle iyi birisi kendisi ve kendisini de çok severim sürekli de söylerim bunu kendisinine. Bana fazla severde oynamanın verdiği kayıp ise, daha fazla zaman kaybı olması oldu. Ama yine de bu zamanı tanıdığım Duygu olsun, Kaya olsun,Eylül olsun hepsine feda  bu insanların. : ) 

 

 

Strangereister - Duyduğuma göre siz ikiniz daha öncelerden TR2 sunucusunda berabermişsiniz.Aynı takımda bulunup, o takımı yönetmiş siniz. Eskiye  dayalı bir arkadaşlığınız var  sanırsam 

 

Shadow37 - Evet  doğrudur. TR2'de çok eskiden taniştik, bir takımım vardı orada.  Ahmet'le tanıştım. Akıl hocası yaptım, gayet güzelde idare  ettik.

 

Shadowhunter - Evet TR2'de  aynı takımdaydık Yasin'le. Uzun süre aynı takımı yönettik beraber.  O zamanın güçlü takımlarına  rakip oluyorduk 9. sıraya kadar çıkmıştık. Daha sonra ikimiz beraber Forever'a geçtik.  Orada kendimizi geliştirdik.

 

Strangereister - Şuan hala Forever  takımında mısınız ?

 

Shadow37 - TR2 de ben evet hala Forever  takımındayım. TR6'da da  Ahmet'le beraber Forever  takımındayız.

 

Shadowhunter - Hayır maalesef  Hüseyin adında bir arkadaşım bırakması sonucu ben bıraktım tr2 sunucusunu. TR3'e başladım.   Ama  TR6'da  aynı takımdayız Yasin ile.

 

Strangereister - TR6 demişken.  TR6 sunucusunda takımınızın öz geçmişine bakıyorumda , ilk 4 ve 5 eğitim kupasını dizen takım sizmişsiniz, eğitim kupasını seviyorsunuz sanırsam ?

 

Shadow37 - TR6'da  evet. Takımız ilk 3 eğitim, 4 eğitim ve 5 eğitim kupasını dize bilen  bir takım oldu. Eğitim bizlerin öncelikli prensibidir. Şu an zaten bende  TR6'da eğitim rekortmenliğini elimde  tutuyorum. Benden sonraki en yüksek eğitim yapan arkadaşımda şu an takımda bir gün kaçırsam ona rekortmenlik ona devrediliyor : )  Bu da gerçekten güzel bir şey.  :)

 

Shadowhunter - Evet, eğitim şart diyebiliriz! Levelden önce  statü geliyor. Benim görüşüm eğitim yapmayan karakterler bence,  güçlü olamazlar. Eğitim şart!  ;)  Yani eğitimci takımız diye biliriz

 

Strangereister - İkinizinde eğitim yaptığınıza göre, aranızda küçük tatlı bir rekabet vardır/oldu mu ?

 

Shadowhunter - Hayır, level kasmadığım için Yasin benden hep 1 adım önce  oldu diye biliriz.

 

Shadow37 - Güzel bir soru. Oyunun başlarında rekortmen değildim. Ahmet'le de  aramda  çok ufak bir sayı farkı vardı, 1 eğitimdi sanırsam ancak, level de ondan önce  olduğum maalesef çok fazla rekabete giremedik : /. Ama level alsa idi çekişme çok sağlam olurdu aramızda.  :)

 

Strangereister -  Biraz hero zero'nun günlük yaşamınız hakkında konuşalım.  :)  Hero Zero'da bir gününüz nasıl geçer ? neler yaparsınız ?

 

Shadowhunter - Eğitimle başlayıp,enerjinin 100-150 gibi bir kısmını harcayıp 11-12 saatlik çalışma yaparım.

 

Shadow37 - Hmm hero önce  uyanır,çalışmasını biter parasını alır : ) Daha sonra  eğitim yapmaya  başlarım, eğitimi bitirdikten sonra  enerjiye geçerim arada  düelloları atarım : ) Bi kaç saatimi alıyor kötü geldiğinde gaza gelip ona saldırırız. : D Tabi çalıştığım için bu dediklerim çok uzun bir süre  almakta. : /

 

Strangereister - Hero Zero oyunu hayatınıza neler kattı ? neler kaybettirdi ?  Süre olarak bir şeyler kaybetmişsinizdir herhalde. 

 

Shadowhunter - Yasin'i tanıdım,Batıkan'ı, Hasan'ı, Enes'i TR6-TR2 Forever  takımını İbrahim Abiyi ve aklıma gelmeyen bir çok oyuncuyu tanıdım. Kaybettirdiği şeyler, çok uzun olması bir günün tamamı gidiyor gibi bir şey yani. Görevleri veya eğitimi oyun birazcık daha kısa yapsa  oyun kolay  olurdu diye düşünüyorum.

 

Shadow37 - Hero zero oyunu bana Ahmet gibi birkaç dost kazandırdı. Ahmet,Batı,İpek,Talha,Beyza,Eylül gibi arkadaşlarım mesela : ) Şimdi hepsinin ismini saymam uzun sürecektir. En değerlisi olarak başlarda Ahmet var ama  :)Her sunucuda iyi dostlarım oldu.Kazancım budur benim.  Kayıp olarak hırsımızdan maddi olarak sürekli bir yatırımlar oluyor. Süre olarakda aşırı kayıp oluyor..

 

Strangereister -  Oyuna gelen yeniliklerin arasında "bu yenilik iyi ki gelmiş" Dediğiniz bir yenilik oldu mu ?

 

Shadowhunter -  Evet, yardımcı fena değildi.   Birde haftalık turnuva geldiği çok iyi oldu.

 

Shadow37 -  Haftalık turnuva  şüphesiz var. Maskeyi gösterip göstermeme kararını bize vermelerini güzel olmuş: ) Düello listesinden kime ne kadar stat farımız var onu görebilmekte güzel : ) Petler zaten iyi özen gösterme gibi özellikler gayet düzgün ve  dengeli tasarlanmış. : ) Yetenek öğretme de güzel ancak, yeteneği öğreten petin silinmesi kötü. 

 

Strangereister - Oyunda dikkatinizi çeken garip bir şey ile karşılaştınız mı hiç ? 

 

Shadowhunter Evet şu düellolarda kat kat güçlü olmama rağmen, yenildiğim oyuncular çok dikkatimi çekti.

 

Shadow37 -  Tabiki de oyuna gelen şans faktörü sayesinde 3,000 stat fark attığım adamlara yenile biliyorum : ) Bunun dışında bazı grafik hataları oluyor dikkatimi çeken. Örneğin arkadaş olarak eklemişimdir, aşağıda profilne baktığım yerde surat kısmında sadece gözü ve burnu oluyor : D Komik duruyor bu da  : ) Birde yeni gelen bu çete görevlerinde 30 kişilik takıma 36 kişilik çetenin filan gelmesi de dikkatimden kaçmayan bir diğer husus oldu. : )

 

Strangereister - Oyunda  hayranlık duyduğunuz birileri veya birisi var mı ?

 

Shadow37 - Tabiki de herkesin hayranlık duyduğu birileri olmuştur. Benimde var bir kaç kişi : ) Bunlardan birisi WaysToDie : ) Çok uzun zamandır oynuyor ve Türk sunucusunu temsil ediyor. KurnazAga var, Hax var, MuratAkkoyunlu var, cronos vardı : ) Bunlar gerçekten çok iyilerdi ve  bu oyuncular gibi olabilmeyi hep isterdim, o yüzden hayranlığım var  bu oyunculara : ) TR5'te de  Kabadayı, Arche ve Balbazar'a  hayranlığım var.

 

Shadowhunter - TR2'de  Matrix78 ile KurnazAga'yı çok dikkatle izlerdim, hayranlık gibi yani. Birde TR1'de AliVeliDeli nickli bir oyuncu vardı. Deneyim turnuvasında her hata 1.nciliği alırdı. hax  ve  nephilim var.  Eskilerden bunlar.

 

Strangereister -  Peki ya shadowhunter,shadow37'yi tanıtsaydın onu nasıl tanıtırdın  ?

 

Shadowhunter -  Cana  yakın iyi kalpli biri. Sadece  takımını değilde, bütün hak eden insanlara saygı duyan biri.. diye  tanıtırım.  :)

 

Strangereister - Shadow37,shadowhunter'ı tanıtsaydın onu nasıl tanıtırdın ?

 

Shadow37 -  Ben Ahmet'i tanıacak olursam : ) İyi, yaşına uygun hareket eden, muhabbeti sıkmayan : ) Kendisinden önce  takımının iyiliğini düşünen birisi olarak tanımlayabilirim : ) Kişilik olarak çok efendi birisi nadir insanlardan. : )

 

Strangereister -  Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için tekrardan teşekkür ederim. Son olarak buradan kahramanlara veya  arkadaşlarınıza bir şey demek ister misiniz ?

 

Shadow37 - Biz teşekkür ederiz. Bu röportaja bu sağlam iki dostu seçtiğiniz için : )Buradan tr2 deki tüm dostlarıma selam olsun : )Tr5 te Efsaneler takımına selam olsun,Serhat59,Kabadayı ,ѕυlтαη ,GANDALF2. Tr6 da Forever ,MT GAMERS,Savaşçılar takımına selam olsun.. Hatta seven sevmeyen herkese selam olsun buradan okudukları için.  Tr6 da birde tanıdığım iyi kalpli sevecen olan Beyza eğer okuyorsan sana da çok selamlar buradan ; ) Tek isteğim Forever ailesi eğitim şart.. Hakkımız ne ise, eskiden ne isek, aynı şekilde devam etmektir.. Herkese iyi oyunlar ve iyi forumlar dilerim.

 

Shadowhunter - Öncelikle TR6 Forever ailesine çok çok selamlar. Ayrıca diğer sunucudaki arkadaşlarıma sayacak olursam eğer, Sena,Hasan,Enes,Batıkan,Ömer,Selin,Mesut reis var ( unutmam onu ), İbrahim Abi var.

 

GYkmOy.png


  • Belictioner, tdagasan11, MertAslan and 21 others like this


#108028 Futbol Genel Sohbet Bölümü

Posted by huyymarik on 13 Ekim 2015 - 09:05 ÖS

rRVV03.jpg

 

 

Güzel ülkemin güzel milli futbol takımı 2008'ten sonra,tam da ihtiyacımız olan bugünlerde,şampiyonaya direkt katılım gösterme hakkını kazandı.

 

Bu kadar heyecanın sonunda bu başarıları gösteren tüm ekibe ve ölümüne ülkesini destekleyen herkese helal olsun...

 

TÜRKİYE bitti demeden bitmez


  • sixbullet, Timur22, FatihSultanMehmedHan and 21 others like this


#99223 Kandırıldık!

Posted by Belictioner on 29 Mayıs 2015 - 03:02 ÖS

     Merhaba arkadaşlar. İlk defa konu açıyorum. Biraz heyecanlıyım doğal olarak. Beğenilmezse konum, mazur görün lütfen.

 

    Size bu konumda küçüklüğümüzün en önemli noktalarından biri olan masalları açıklayacağım. Daha doğrusu masalların gerçek sonlarını. 

 

     Küçükken bizi 'resmen' kandırmışlar. Ailemizin bizi kandırmasından bahsetmiyorum tabii ki. Onlar da ''çok sevgili masallarımızın'' sonlarını doğru bir şekilde bilmiyor olabilirler. Neyse konuma geçmek istiyorum, daha fazla uzatmamak gerekiyor değil mi? : )

 

 

                                                       Kırmızı Başlıklı Kız 

            

                                       g5rn0O.jpg

 

     Bu masalımızda başrol, isimden belli olduğu gibi Kırmızı Başlıklı Kız'ımız. Kırmızı Başlıklı Kız, annesinin ''Tanımadığın kimselerle sakın konuşma! '' öğüdünü dinlememiştir. Bu hata onun canına mal olmuştur. Kurt Kırmızı Başlıklı Kız'a nereye gittiğini sormuş ve cevabını almıştır. Hiç bir şeyden haberi olmayan kızımız, güzel kurabiyeleri, pastaları büyükannesine götürmek için iki yoldan, yanlış ve uzun olan yolu seçmiştir. Bunu gören kurtcuğumuz, hemen diğer yoldan giderek, büyükannenin evine daha hızlı varmıştır. Vee büyükannemizi öldürüp, küçük parçalara ayırmıştır. Bir tepsinin üstüne ise güzel bir şekilde bu et parçacıklarını yaymıştır. Kanını ise afilli bir şişeye doldurmuştur. Büyükannenin kıyafetlerini giyerek yatağa girmiştir. Kırmızı başlıklı kız, eve gelmiş, sepetini bir köşeye bırakmıştır. Kurt ile bildiğimiz ''Neden bu kadar tüylüsün?'' veya ''Neden bu kadar büyük dişlerin var?'' gibi olan diyologlarını geçiyorum. Daha sonra kurt, Kırmızı Başlıklı Kıza büyükannesinin etinin, güzel birer yemek ve şarap olduğunu söyleyip ona yedirmiştir. Sonra ise biraz daha kilo alan kızımızı yanına çağırıp afiyetle yemiştir. Göründüğü gibi avcı mavcı yok bu hikayede : ) Bu avcı olayı, bizimkilerin hikayeyi biraz yumuşatmak için uydurduğu bir sondur.

 

                                    b5Vj1Z.jpg

 

 

                                                      Hansel ve Gretel 

 

             

         Bu hikayemizin çıkış noktası, Avrupa'daki sefalet çeken insanların, çocuklarını savaş ve yoksulluk nedeniyle besleyemediği için ormana bırakmalarıdır. Hansel ve Gretel ailesi tarafından ormana bırakılır. Eh doğal olarak çocuklar ormanda kaybolur. Daha sonra şekerden ve çikolatadan oluşmuş çok güzel bir ev görürler. Bu evin gerçek olup olmadığını tartışırlar, en sonunda eve girerler. Bunu gören cadı çocuklarının arkasından eve girerek onları bir bölmeye hapseder. Böyle bir süre geçer. Cadı onları bu süre zarfında şişmanlatmıştır. Cadı çocuklara, onları doğrayacağı tahtaya çıkmalarını söyler, çocuklar ise çıkmayı bilmiyormuş gibi yapıp, önce cadının onlara göstermesini ister. Cadı bu oyuna kanarak tahtaya çıkar. Çocuklar çok seri bir şekilde bölmeden çıkarak cadıyı doğrarlar. Bu masal da gördüğünüz üzere hafifletilmiştir çocukların korkmaması için. 

 

 

 

               VV9lgr.jpg

 

 

                                                         Külkedisi

 

     

              Bu masalımızda üvey annesi tarafından evde bir temizlikçi gibi çalıştırılan Cindirella başrol. Cindirella, çok güzel, çok sevimli bir kız. Üvey anne ve iki üvey kız kardeşi Cindirella'yı bu güzelliğinden dolayı çok kıskanır. Güzelliğini kabul etmeyip onu küçük görürler. Eh işte daha sonra balo olayları oluyor. (Buraları anlatsam çok uzun süreceğinden anlatmıyorum, umarım biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız araştırabilirsiniz.) Neyse, bu baloda Cindirella acele ettiğinden dolayı ayakkabısını düşürüyor. Prens bu ayakkabıyı alarak saklıyor. Daha sonra ayakkabının sahibini bulmak için , ev ev dolaşıyor. En sonunda bizim Cindirella'nın evine geliyorlar. Üvey kızlar ayakkabının kendilerine olmadığını anlayıp ayak parmaklarını kesiyorlar. Bunu gören Cindirella'nın güvercinleri, bu olayı Prens'e bildiriyor. Daha sonra güvercinler kızların gözlerini oyuyor. Tabii bu sırada Prens Cindirella'mızı buluyor ve evlilik aşamaları başlıyor. Üvey kızlar kör ve sakat kalıyorlar, dilenci gibi yaşamaya başlıyorlar. Cindirella üvey kız kardeşlerine olan olayları duyuyor fakat bu sefer de güzelimiz onları küçük görmeye başlıyor. Ve onlara yardım etmiyor. Ha söylemeden edemeyeceğim. Bu üvey annemizi ise saraylarına temizlikçi olarak alıyorlar hehehehe.

 

 

MEV6D2.jpg

                                                                Rapunzel 

 

           (Bunda pek bir şey yok.) Rapunzel uzun ve güzel saçlarını hapsolduğu kuleden sarkıtarak Prens'i yanına çekiyor.  Daha sonra Prens'imizin ziyaretleri sıklaşıyor ve Rapunzel hamile kalıyor. Bunu duyan Prens artık onunla ilişkisini kesiyor. Rapunzel ise iki çocukla ortada kalıyor.

 

 

 

                                 Pq15av.jpg

 

 

                                                 Fareli Köyün Kavalcısı 

 

          Bir köy farelerin istilası altındadır. Günün birinde kaval çalan bir adam, bu fareleri kavalıyla uzaklaştırabileceğini iddaa eder. Buna inanmayan halk, ona önce fareleri uzaklaştırmasını daha sonra ise yüklü miktarda para vereceklerini söyler. Kavalcı inanır ve fareleri uzaklaştırır. Bunu gören halk sevinir ve kavalcıyı bile unuturlar. Parasını alamayan kaval çalan adam delirir ve köydeki çocukların hepsini kaval yoluyla bir göle götürür. Çocuklar gölde boğularak ölür. Arkadan giden sakat bir çocuk yavaşlığından dolayı yetişemediği için ölmekten kurtulur. Ve kavalcımız intikam almış olur. Ne güzel bir intikam ama (!)

 

             vE6gG6.jpg

 

 

        Bu güzel karikatürle konumu bitiriyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. (Fotoğrafların altındaki linkler tarafımca kaldırılmıştır. Buraya yazmam için uygun şartlar sergilemeyen bazı hikayeleri yazmadım. Siz araştırmak isterseniz önceden de dediğim gibi araştırabilirsiniz.)

       Sizi ufak da olsa bilgilendirip, eğlendirdiysem ne mutlu bana.

 

                        7kaorY.jpg

                                                Ne romantik ama .

 

 

                     d5vnVX.jpg


  • herobatı., Timur22, Mesut.prlk and 20 others like this


#100741 Esrarengiz Adam

Posted by FatihSultanMehmedHan on 17 Haziran 2015 - 02:32 ÖS

Selamun aleykum  :) Merhabalar efendim, benden size zarar gelmez  :)

 

Bu konumda size dünyanın dört bir yanında yaşayan insanların rüyalarında gördüğü esrarengiz adamdan bahsedeceğim  :) İsterseniz başlayalım  :)

 

Bu konu alıntı cümle ve paragraflar içermektedir.

NqXOGN.jpg

 

Bu adam on binlerce kişinin birbirinden habersiz şekilde rüyasında gördüğü bir yüz... Şahsen ben gördüğüm rüyaları hatırlamadığım için bu adamı rüyamda gördüm mü görmedim mi bilmiyorum, o yüzden içim rahat. Ya siz bu adamı hiç rüyanızda gördünüz mü?

2006 yılında New York'ta tanınmış bir psikiyatr, kabul ettiği hastasının garip bir rüyasını dinledi. Bu rüyada hasta, bir adamın kendisine hayatıyla ilgili tavsiyeler verdiğini görmüştü. Üstelik bu yüzü rüyasında ilk kez görmüyordu. Aynı adam daha önce de sıklıkla rüyalarında ortaya çıkıyordu. 

Kadın hasta, bu adamı hayatı boyunca hiç görmediğine ve kesinlikle tanımadığına yemin ediyordu. Haliyle neden sürekli rüyasında gördüğünü de bilmiyordu. Psikiyatristin isteği üzerine hastanın rüyasında gördüğü bu adamın bir robot resmi çizildi. Ancak resmin kime ait olduğu bulunamadı. Birkaç gün sonra bir başka hasta, psikiyatristin masasında duran bu resmi gördü ve psikiyatriste bu adamı sürekli rüyasında gördüğünü fakat tanımadığını söyledi.


Doktor bu olay üzerine başka doktor arkadaşlarına da bu resmi gönderdi ve hastalarına bu resimdeki adamı rüyalarında görüp görmediklerini sormalarını istedi.(Yusuf Abi sen de hastalarına bir sor istersen bu adamı rüyasında gören varmı :D)Dört hasta daha, resimdeki adamı rüyalarında gördüklerine dair yemin ediyordu. Robot resmi gören hastalar da korku ve şaşkınlık hali oluşuyordu.

 

8gONXr.jpg

 

Bu iddiaların ortaya atıldığı tarih olan 2006'dan günümüze kadar birbirini daha önce görmemiş tam on binlerce farklı kişi bu adamı rüyasında gördüğünü iddia etti.Üstelik bu insanlar aynı ülkede bile değildi. Los Angeles, Berlin, Sao Paulo, Tahran, Roma, Barcelona,Stockholm, Paris, Yeni Delhi, Moskova gibi birçok ülke merkezinden insan bu adamı arıyordu! 


Üstelik bu adamı hayatı boyunca bir kere bile gören bir insana rastlanmamıştı. Ortalıkta bu adamla ilgili bir efsane dolandı. Bu ilgi sokaklara kadar taştı.Hatta bu adamı gördüğünü iddia edenler tarafından  bir internet sitesi bile açıldı. (Kusura bakmayın arkadaşlar link paylaşımı yasak olduğundan internet sitesini yayınlayamıyorum. Merak edenler bana mesaj atarsa siteyi verebilirim. Bu konuyla ilgili merak ettiklerinizi siteyi ziyaret ederek araştırabilirsiniz) Bu sitede tüm dünya üzerinden bu adamı gördüğünü iddia eden insanlar birbirlerine ulaşıyor ve çözüm arıyorlardı.


Birbirini tanımayan insanların rüyasına giren bu adamla ilgili ortaya bazı teoriler atıldı;


Arkatip Teorisi: Jung'un psikoanalitik teorisine dayanan bir görüşe göre bu adam kolektif bilincin yarattığı bir arka tipti.Toplumda birbirine benzer travma ve dramlar yaşayan insanların birbirine benzeyen rüyalar görmesi mümkün olabilirdi.


Dini Teori: Hristiyanların olaya getirdiği yaklaşımsa daha faklıydı. Hristiyanlara göre bu resim, kişinin büyük yaratıcı yerine kafasında konumlandırdığı imajdı.Bu görüşe göre tanrı kendisini insanlara bu şekilde gösteriyordu. Bu nedenle onun rüya görenlerin zihninde yer ettiğine inananlar vardı.


Rüya sörfü teorisi: Bu konudaki en ilginç teori! Ama elbette bilimsel açıdan en az doğruluk payı taşıyan teori de yine rüya sörfü teorisi...Teoriye göre bu adam, insanların rüyalarına girmeyi başaran, gerçek hayattan biri. Psikolojik özel yetenekleri sayesinde insanların rüyalarına girme yeteneği olan bir insandı !


Bu teorilerin haricinde, bazıları da bunun gerçek hayattan bir sima olduğunu sadece birçok insana benzediğini söylüyor. Bazılarıysa insanların rüyalarında benzer birini gördüğünü ama aslında bu adama pek benzemediğini, buna rağmen insanların bu resmi kafalarında canlandırdığını iddia ediyor.

 

mPbJRy.jpg

a5v1gR.jpg

(Dünyanın farklı ülkelerinden esrarengiz adam afişleriyle ilgili görünümler)


Meselenin haddinden fazla büyüyüp kıtalara yayıldığını ve ayrıca bu adamın resminin bir popüler kültür figürü haline geldiğini de söylemek mümkün.

Rüyalara giren bu adamla ilgili en uçuk teori ise, bu adam, büyük bir şirketin, insanları akıl hastasına dönüştürmek için planladığı bir oyunun parçası! Şu an ise kullandıkları sadece test aşaması… İleride insanları bu şekilde akıl hastasına dönüştürüp kontrol etmeyi amaçlıyorlar.


Kısacası adamın kim olduğu meçhul, gerçekten yaşadı mı? Dini bir anlamı var mı? Veya kolektif bilincin oluşturduğu bir arketip mi? 


Ya sen, sen bu adamı hiç rüyanda gördün mü?

 

NqXOGN.jpg

 

Bu konum da burda noktalanmıştır. Sonraki konularda görüşmek üzre, Allah'a emanet olun    :smile:

 

Her ne sürç-i lisan eylediysem affola   :smile:

 

Beğendiyseniz ve benzer konuların açılmasını istiyorsanız "Like"  tuşuna basmanız yeterli olacaktır    :smile:


  • Belictioner, Turbocu, mehmet20021 and 20 others like this


#121390 TR5 - Shadow Empire Takım Yönetimi Röportajı / TR4 - VizigoT

Posted by VizigoT on 03 Şubat 2017 - 06:12 ÖÖ

Merhaba arkadaşlar, (wave)

Yeni bir röportaj ile karşınızdayım, bu röportajımda bir değişiklik olsun istedim ve sizlere bir takım röportajı hazırladım. Dilerseniz öncelikle takımın yönetim ekibini tanıyalım:

Lider; EnesS

Akıl Hocaları;toytoy, HeroZiro, Scofield, DeepSilence ve єѕмєяzz

Kişisel sebepleri dolayısı ile toytoy röportajımıza katılamadı. Buradan kendisine selam yolluyoruz :)


ad8Mod.gif

 

VizigoT: Merhaba arkadaşlar, Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. TR5 - Shadow Empire takım yönetimi olarak sizleri tanıyabilir miyiz ?


EnesS: Asıl ben çok teşekkür ederim bu imkanı bize sunduğunuz için. Adım Enes 16 yaşındayım Gaziantep'te yaşıyorum.

HeroZiro: Merhaba abi, yönetim ekibimiz olarak bizi röportaj yapmaya nail gördüğün için asıl biz teşekkür ederiz. Es Selam-u Aleykum diyerek ve Bismillahirrahmanirrahim'de diyerek kendimi tanıtmaya başlıyorum. Adım Feyzi Soyadım Demir. Lise 2. sınıf öğrencisiyim (9. sınıf tekrar). Genel olarak hobilerimden bahsetmek istiyorum. Resim çizmek en büyük hobimdir, özellikle çizgi film karakterlerini çizmek. Başka bisiklete binmeyi çok severim tek başıma olunca pek güzel olmuyor ama mahalle arkadaşlarımda falan olunca çok eğlenceli oluyor. Evde pek okumasam da okulda devamlı Kuran-ı Kerim okurum bu benim en büyük tutkumdur. Şu an çok heyecanlıyım o yüzden aklıma gelenler bunlarla sınırlı.

DeepSilence: Merhaba adım Serdar yaş 35 Adıyaman'lıyım evli mutlu çocuklu hesabı yaşamaktayım 2 erkek çocuğum var. Memurum.

єѕмєяzz: Rica ederim, röportaj teklifiniz için biz teşekkür ederiz. Adım Özcan 17 yaşındayım İstanbul da yaşıyorum lise son sınıf öğrencisiyim.

Scofield: Röportajınıza bizim takımı uygun gördüğünüz için teşekkürler. Adım Semih 15 yaşındayım lise 1. sınıfa gidiyorum ve teknoloji ile uğraşmayı seviyorum.



VizigoT: Hepiniz ile tanıştığımıza biz de memnun olduk. Oyuna nasıl ve ne zaman başladınız ?


EnesS: Oyunu 2 yılı aşkın bir süredir oynuyorum. Oyunla tanışmam kardeşlerim sayesinde olmuştu onlar oynarken bende gördüm ve kendime bir hesap açtım başta oyun çok sıkıcı geldi ve neredeyse hiç oynamıyordum ancak sonra kendime bir takım kurdum. Turnuvada 8.ci olduktan sonra oyuna ilgim artmaya başladı ve kendi takımımı geliştirmeye odaklandım.Sonra güzel arkadaşlıklar edindim onların sayesinde de şuan buradayım.

HeroZiro: Bu oyunu bir reklam vasıtasıyla falan görüp oynamadım. 2014 yılında Devlete bağlı bir yurtta kalırken arkadaşlarımdan gördüm, ilk başlarda saçma bir oyun desem de sonra arkadaşlarımında ricasıyla oyuna başladım ve bağımlısı haline geldim.

DeepSilence: Oyuna 20.05.2014 de başladım. Online oyun merakım fazla olduğundan arkadaş tavsiyesi ile başladım ve eklemek istediğim oyuna başlama ile doğum günüm denk gelmişti.

єѕмєяzz: Bu oyuna bir buçuk yıl önce facebook da oyun arar iken gördüm, başladım ve bir süre oynayıp sıkıldım ve bıraktım. Aradan 5-6 ay sonra geri dönüp başladım. Yine sıkılıyordum, fakat tanıştığım biri Melek (peri1) sayesinde sırf konuşmak için girmeye başladım. Zaman geçtikçe sevmeye başladım ve yaklaşık 8 ayı aşkın süredir oynuyorum.

Scofield: Ben oyunu 3 yıl önce facebook da gördüm ve oyuna başladım. Sanmayın ki 3 yılda bu karakterim bu hale getirdim 1. karakterim banlandı bu benim 2. karakterim ve bu karakteri 6 ayda bu hale getirdim.



VizigoT: Shadow Empire takımı kim tarafından kuruldu ? Takıma nasıl girdiniz ? Ne zamandan beri bu yönetimin parçasısınız ? Takım geçmişinizden bahseder misiniz ?


EnesS: Takımımız 01.01.2015 tarihinde enes2001 karakterim ile kurmuştum.Takımımızın ilk kurulduğundaki ismi ''Aslanlar Kulübü Empire'' idi. Takımımızı %68 büyümeye kadar turnuva donutları kalanını ise hem turnuva hemde kendi imkanlarımızla geliştirdik. Başta çok küçük bir takımdık ve gittikçe büyüyerek buralara kadar geldik sıralama listesinde üçüncü sıraya kadar çıktık, 4 eğitim kupası dizdik ve takımımızı doldurmayı başardık bu olaylar bence gerçekten çok büyük bir başarı öyküsüdür bana ve takıma çıktığımız bu yolda destek veren herkese gerçekten çok teşekkür ederim.

HeroZiro: Takım 01.01.2015 tarihinde Enes (EnesS) arkadaşımız tarafından kuruldu. Bu takımın %68 lik kısmını turnuvadan gelen donutlarla geliştirdik. Bu birliğe ne zaman katıldığımı gerçekten hatırlamıyorum ve ne şekilde Enes ile tanıştığımıda İnişli çıkışlı, acı tatlı bir çok anımız var bu takımda, fazla detaya girmek istemiyorum, sadece şunu söylemek istiyorum ''Shadow Empire ailesinde bulunmaktan dolayı çok mutluyum''.

DeepSilence: Takımı Enes kardeşim kurdu. Takıma nasıl girdiğim sorusuna gelecek olursak aslında oyundan zevk almıyordum hatta karakteri silmiştim. TR6 da tek oynuyordum o sıra Enes ve Feyzi oradan bana ulaşınca karakteri açtım takıma geldim zaten orada başka takımada gitme düşüncem yoktu. İyi ki de gelmişim en azından gerçekten süper insanlarla tanışmış oldum. Akıl hocalığını da sanırım yaş dan ve sevgiden dolayı verdiler daha tam bende bilmiyorum neden verdiklerini.

єѕмєяzz: Takımımız Enes2001 (EnesS) tarafından 01.01.2015, tarihinde kurulmuştur. Takım kurulduğunda takımda değildim, takım %50 gelişmiş iken geldim. Yönetimin bir parçası olacağımı düşünmüyordum, fakat kurduğum iyi dostluklar ve zamanla kazandığım güven sayesinde yönetim ekibinin bir parçası oldum. Yönetim ekibine girdiğim ilk zamanlar biraz yorucu ve ağır sorumluluk gerektiriyordu, normalden daha fazla gerektiriyordu. Sebeplerinden bir tanesi kupa diziyorduk ve sürekli çık-gir, çıkanlara davet vb... Biraz yorucuydu.

Scofield: Takımımız EnesS tarafından kurulmuştur .Bu takıma takım %40 civarındayken katıldım. Akıl hocası olmamın sebebi Enes ile olan arkadaşlığımızdan birbirimize olan samimiyetimizden ve güvenimizden dolayıdır ve bu takımda olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.



VizigoT: Sizce iyi bir takım olabilmenin sırrı nedir ? Shadow Empire takımı olarak sıralamada 3. Sıraya kupalarda ise 4 eğitim 1 enerji kupasına sahipsiniz. Kupaları elinizde tutmayı nasıl başardınız ve başarıyorsunuz ? Takımda şuan ki hedefiniz nedir ?


EnesS: İyi bir takım olmak için öncelikle takım oyuncuları arasında güven ve sadakat olması gerekir ve biz bunu başardık.Ayrıca belirli bir disiplin de gerekir.Kendin veya başkalarının menfaatlerini değilde takımın menfaatini düşünmen gerekir bazen.Bu şekilde iyi bir takım olursunuz eğer yeterince de gücünüz varsa. Bu yolda kayıp ettiğiniz bazı şeyler olabilir.Bu sizi yıldırmasın ve yolunuza devam edin.Gerçekten büyük bir takımın yönetim ekibinde olup yönetmekte zor iştir herkes başaramaz bazen kendinizden bile taviz vermeniz gerekir.Biz bu şekilde iyi bir takım olduk, kupalarımızı koruduk ve sıralama listesinde yukarılara çıktık.Hedefimiz sıralama listesinde öncelikle 2.sıraya geçmek ve haftalık turnuvaları domine etmektir sonrasında birinci olmak gibi bir isteğimiz var ancak bunu yapabilir miyiz bilmiyorum bizi her yolla engellemeye çalışacaklarından eminim.


HeroZiro: İyi bir takım olabilme bence güven ve sadakat ile olur. Elimizdeki kupaları da zaten güvenilir, takımına sadık arkadaşlarımız sayesinde korumayı başardık. Bundan sonraki hedefimiz ise er yada geç 1. sıradaki takımı yenebilmek.

DeepSilence: Bence takım ruhu çok önemli bizde buna sahibiz. Diğer takımlarda öyledir ama biz nedense bana göre farklı görüyorum. Hedef olarak ta benim hedefimi herkes bilir takım sıralamasındaki 1. Takımı yenmek. Başka bir hedefim yok.

єѕмєяzz: İyi bir takım olabilmek için en önemli faktör, iyi bir takımdan önce iyi bir aile olmak ve biz bunu başardık. Elimizde 4 eğitim ve 1 enerji kupası var, isteseydik 5 eğitim kupası da yapabilme imkanına sahibiz ama deneyimden de geri kalmak istemediğimiz için şuanlık kupalarımız iyi ve kupalarımızı sadık ve sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getiren arkadaşlarımız sayesinde elimizde tutuyoruz. Takım olarak bir kaç tane hedefimiz var. Ben bir tanesini söyleyeyim. Yaklaşık bir buçuk aydır şöhret turnuvası sıralamasında ilk sıradaki oyuncu bizim takımdan ve bu başarımızı bozmadan devam ettirmek gibi bir hedefimiz var.


Scofield: İyi bir takım olabilmek için aile olmak gerekiyordu ve biz bunu başardık. Elimizdeki kupaları da herkesin bazı sorumlulukları var herkes o sorumluluklarını yerine getiriyor ve bu şekilde kupalarımızı koruyoruz . Hedeflerimiz birden fazladır bunlardan biride bulunduğumuz sunucunun lider takımı olmaktır.



VizigoT: Öncelikle başarılarınızın devamını dilerim arkadaşlar, umarım emeklerinizin karşılığını alırsınız. Oyunda ve takımda 1 gününüz nasıl geçiyor ? Oyuna girdiğiniz de neler yapıyorsunuz ? Gün içerisinde takım sohbeti ne durumda oluyor ? Takımdaki ve oyundaki 1 gününüz hakkında bilgi verir misiniz ?


EnesS: Oyuna gelince ilk olarak genellikle çıkmadan önce çalışma ayarlarım o bitmiştir onun ödülünü alırım. Ardından düellolarımı ve lig dövüşlerimi yaparım.Eğer şöhret düşürüyorsam lig dövüşü yapmam genellikle.Ardından eğitimlerimi ve enerjimi bitirmeye çalışırım.Bu arada takım sohbetine katılırım, arkadaşlarımla konuşurum.Takımımızda ise sürekli olumlu bir hava vardır şakalaşırız, eğleniriz.Oyun hakkında muhabbet ederiz.Gerektiği ve istendiği zaman donut veya para bağışlarız.Takım savaşımız bittikten sonra bir yöneticimiz yeni savaş açar ve o savaş için hazırlık yaparız.Çok önemliyse takım ayrıca bilgilendirilir.

HeroZiro: Oyuna girdiğimde ben öncelikle düello ve lig saldırılarımı bitiriyorum ve hemen ardından görev ile eğitimlere geçiyorum. Genellikle zor dövüş görevlerini yapmaya gayret gösteriyorum daha az enerji ile daha fazla deneyim kasabilmek için. Kötü adam saldırısı olursa kaçırmamaya dikkat ediyorum onun dışında eğitim ve görev sürelerinin dolmasını beklerken diğer kahraman profillerine göz atıyorum. Takım sohbeti ise genel itibariyle canlı oluyor. Sustuk mu tam susuyoruz, konuştuk mu kimse susturamıyor.

DeepSilence: Genelde dükkanı ben acıyorum erken kalktığımdan dolayı. Dükkandan kastım takımı yani. Online olan varsa muhabbet falan görevleri eşim nöbette olduğu zamanlar görevleri seçerek yapıyorum. Nöbette olmadığı zamanlarda hemen ne varsa onu seçiyorum. Düello ve lig saldırılarını kaçırmamaya çalışıyorum. Bu şekil geçiyor oyundaki günüm.

єѕмєяzz: Oyuna girdiğimden itibaren, enerji ve eğitimler bitirmeye çalışıyorum. Çoklu görev sayesinde işimi kolayca ve hızlıca hallediyorum, eğitim ve enerjiler de aynı anda bitiyor denilebilir. Eğitim ve enerjiler biterken, lig ve düelloyu da aksatmamaya çalışırım, onları da yaparken, aynı zamanda takım sohbetine katılıyorum, çok fazla konuşmayı seven ve insanlarla iyi uyum sağlamaya çalışan biri olduğumdan dolayı takımda sürekli konuşurum. Serverımızın da en çok aktif olan takımı da biziz, haliyle konuşmada çok fazla oluyor. Takıma baktığımda çete dövüşleri, takım savaşları açıyorum girdiğimde daha açılmadıysa eğer, takım savaşlarını izliyorum ve eksileri-artıları gözlemliyorum. Günün sonunda her şey bitmiş oluyor ve karakterimi çalışmaya bırakıp, oyunu kapatıyorum.

Scofield: Oyuna girdiğimde görev ve eğitimleri yapıyorum onları yaparken düello ve ligi de yapıyorum akşam saatlerinde de takım sohbetine katılırım.



VizigoT: Oyunun size kazandırdıkları ve kaybettirdikleri nelerdir ?


EnesS: Bu oyun bana bir çok arkadaş kazandırdı.Bazen kötü anılarım olsa da genelde hep güzel anılarım oldu, eğlendim ve mutlu oldum.Boş zamanlarımda açıp sıkıldığımda oynadım ancak bu bağımlılık bazen özel yaşantımı, bazen zamanımı daha verimli hale getirmemi ve bazende derslerimi olumsuz etkiledi onuda kabul etmek lazım yani.

HeroZiro: Kazandırdığı tek şey yeni sanal arkadaşlıklar. Kaybettirdikleri ise saymakla bitmez. Örneğin keyiflen bir video izleyemiyorum eğer ödevim var ise ödevime konsantre olamıyorum, oyunla ilgilenmekten. En önemlisi de ciddi derecede zaman kaybı bu oyun her ne kadar zamandan tasarruf yapmak için çoklu görev sistemi gelmiş olsa da ben şahsen yeterli olduğunu düşünmüyorum. Oyunun da tiryakisi olmuşuz bir kere, bırakamıyoruz da.

DeepSilence: Oyunun bana kazandırdıkları bir sürü kardeş onlarda pisluq61, enes, özcan, feyzi, semih, onur92 ve şuan takımımdaki kişiler. Kaybettirdikleri de zaman başka bir şey değil. Ama yinede oynuyoruz işte.

єѕмєяzz: Bu oyunun bana çok özel bir kişi kazandırdı. Gerçek bir dost, kardeş, kız kardeş kazandırdı. Zaten oyuna onun yüzünden devam edip bağımlısı olmuştum. Kaybettirdikleri ise zaman ve bir sevgili.


Scofield: Birçok dost ve arkadaş abi ve abla kazandırdı kaybettiği şeylerde var ama kazandırdığı dostlukların arkadaşlıkların yanında pek önemi kalmıyor..



VizigoT: Sizce oyunun avantajları/dezavantajları ve oyunun eksikleri/artıları neler ?


EnesS: Oyunun avantajları boş zamanlarda sıkıldığında açıp oynuyorsun eğleniyorsun, yeni kişiler tanıyorsun bunlar. Dezavantajları ise bağımlısı olduğun zaman aşırı zaman kaybı yaşatıyor.Şuan eksik olarak abimizin dediği donut satın alma konusundaki sıkıntı, oyundaki aktivasyon sürelerinin fazlalığı yani fazla zaman alması ve destek ekibinde bulunan kişilerin oyun içinde olması yani bu oyunu oynaması ve bazılarınında adil davranmaması diye düşünüyorum.

HeroZiro: Cevap vermek istemedi.

DeepSilence: Oyunun avantajları yeni kişiler tanımak ve muhabbet. Dezavantajları ise bağlanınca kopamamak :) Eksiklikleri şuan ki en önemli konu donut alımdaki hata yani alamama.

єѕмєяzz: Oyunun avantajları zaman geçirmek için birebir, güzel dostluklar ve gerçek hayatta karşıma çıkmayan karakterli kişiler tanıdım. Dezavantajları pek yok sadece çok zaman alıyor bu kadar. Oyunun eksiği olarak şuan donut çekemiyoruz.

Scofield: Avantajları birçok dost ve arkadaş kazanıyorsun ve takım sohbetinde sohbet ederek sosyal ilişkilerini geliştirebiliyorsun dezavantajları ise fazla vaktimizi alıyor ve derslerimizdeki başarımızı etkileyebiliyor



VizigoT: En iyi pet(yardımcı) nasıl olmalıdır ? Bir pet seçerken nelere dikkat etmeliyiz ? Hangi durumlarda nasıl bir pet kullanmalıyız ?


EnesS: İyi bir yardımcı öncelikle mevcut yardımcın dan daha iyi yani yetenek olarak artı vermesi lazım.Takım savaşlarında özellikle kullanabileceği özen gösterme yeteneği bulunan bir yardımcısının da köşede bulunması lazım.Onun dışında bireysel olarak bakarsak ilk yeteneği benim kanâtimce '' çamursu damlama veya sürekli damlama'' ikinci yeteneği ise herhangi bir yeteneğe %10 etki veren bir özellik olabilir. 3.cü yetenek içinde en iyi seçimler '' Çığ, Kefeni Yırtmak veya Hakuna Matata '' olabilir. Ayrıca okuyan arkadaşlarım içinde yapabileceğim bir öneride mesela güce hiç stat basmadıysanız '' ikiz güç '' yeteneği olan veya başka bir yeteneğe stat basmadıysanız onu etkileyen bir özellikli peti kullanmamanızı tavsiye edebilirim. İkiz Güç'te temel güce %10 eklediği için size ekleyeceği stat sadece +1 olacaktır.

HeroZiro: Beyini düşük tutan arkadaşlar için yardımcı şöyle olmalıdır.
1. yetenek "Korkunç Dil"
2. yetenek "Koruyucu Çiviler" veya "Sert Kabuk"
3. yetenek "Alerjik Reaksiyon","Hakuna Matata","Çığ","Keskin Pençe","Kefeni Yırtmak"

Yeteneklerini eşit tutan arkadaşlar için de şöyle olmalıdır yardımcı.
1. yetenek "Sürat Yüzgeci" veya "Siyah Buz"
2. yetenek "Penaltıcı" veya "Koruyucu Çiviler"
3. yetenek "Alerjik Reaksiyon","Hakuna Matata","Keskin Pençe","Çığ","Kefeni Yırtmak"

Takım savaşları için iyi bir yardımcı da şöyle olmalıdır.
1. yetenek "Sürekli Damlama","Sürekli Çamursu Damlama","Kafa Atar","Siyah Buz","Sürat Yüzgeci"
2. yetenek "Özen Gösterme"
3. yetenek "Alerjik Reaksiyon","Hakuna Matata","Çığ","Keskin Pençe","Kefeni Yırtmak"

DeepSilence: En iyi pet bence takım savaşları için Siyah buz - özen göster-çığ, Düellolar için ise siyah buz - penaltıcı- çığ bu şekil.

єѕмєяzz: Beni kullandığım 2 farklı pet var. Çoğunlukla kullandığım pet görev, düello petidir. Bu pet bana göre şu şekilde olmalıdır. 1. yetenek "Siyah Buz", "Kafa Atar", "Sürekli Çamursu Damlama", "Sürekli Damlama", 2. yetenek "Penaltıcı", "Sert Kabuk", "Kartal Gözü", "Fedai", 3. yetenek ise "Hakuna Matata", "Kefeni yırtmak" ve "Çığ" benim sürekli kullandığım özellikler bunlar. Kullandığım diğer pet ise takım savaşları için kullandığım pet ve bu petin özellikleri hiç değişmez, sabit kullanırım. 1 yetenek "Kafa Atar", 2. yetenek "Özen Gösterme", 3. yetenek "Çığ" dır. Takım savaşları için "Özen Gösterme" nin önemi çok büyüktür, çünkü kupa eksiltme puanlarını %15 azaltıyor.

Scofield: Ben özen gösterme alerjik reaksiyon ve karabuz u tercih ediyorum ve öneriyorum ama işte sanşsızım ki bu yüzden bu özelliklerin bir arada olduğu pete sahip olamadım ne kadar çabalasam da bulamadım o yüzdende statlarımı en iyi yapan petleri kullanıyorum.



VizigoT: Oyuna yeni başlayan ve röportajımızı okuyan oyuncularımız için tavsiyeleriniz nelerdir ? Neler yapmalılar, nasıl gelişmeliler ? Varsa sizin yaptığınız hatalar, hangi hataları yapmasınlar ?



EnesS: Oyuna yeni başlayanlar öncelikle eğitimlerini hiç aksatmasınlar. Çoklu sistem açık olmasa da ilk eğitimlerini bitirsinler sonrasında 99 donut bitirip çoklu sistemi açsınlar. Sürekli %50 görev destekleyici kullansınlar ve güce hiç stat basmasınlar. Bol bol turnuvalardan donut kazanmalılar.

HeroZiro: Öncelikle çoklu görevi açık olmayan arkadaşların oyuna girer girmez eğitimlerine başlamalarını tavsiye ediyorum. Eğitim süresinin dolmasını beklerken o sırada lig ve düellolarını yapsınlar. Eğitimler bittik den sonra enerjilere geçsinler ve devamlı olarak en iyi ödül veren zor dövüş görevlerini yapsınlar. Yapmamaları gereken tek hata günlük eğitimlerini aksatmamaları olsun. Yeni başlayan oyuncular genellikle eğitimlerini yapmazlar 10 eğitim kimi güçlendirir ki ve her biri için 5 dakika kim bekleyecek deyip geçiştirirler. Bunları biliyorum çünkü bende böyle derdim. :D Unutmasınlar ki damlaya damlaya göl olur. Hiç aksatmadan eğitimlerinizi yapın ki ileride hayal bile edemeyeceğiniz bir hakikate dönüşsün.

DeepSilence: Mesela ben ilk başladığımda önceliğim deneyimdi çünkü yetiştiremiyordum ama önemli olan eğitimmiş sonradan fark ettim. Eğitim şart gerçi çoklu özelliği gelmesi bu konuda harika oldu. %50 görev destekleyicisi her zaman olması gereken diğer bir husus. Bu şekil.

єѕмєяzz: Oyuna yeni başlayanlar için tavsiyem kahramanlık adımlarından gelen enerji ve deneyimleri harcamasınlar biriktirsinler. Bir süre sonra turnuvaya girip ilk sıraya oynayabilirler. İlk başlarda donut kazanmak çok kolay boşa donut harcamamaları, biriktirmeleri ve çoklu görevi açmalılar. Son olarak eğitimleri hiç aksatmadan yapmalarını tavsiye ederim. En büyük hatam 150 seviye de ilk eğitimi yapmaktı, o zaman öğrenmiştim eğitimin ne olduğunu, ne işe yaradığını.

Scofield: Tavsiyelerim şunlardır benim oyuna ilk başladığımda yaptığım hatayı yapmasınlar yani eğitimlerini aksatmasınlar görev olarak ta dövüş görevlerini yapmaya çalışsınlar ayriyetten de özel görevleri de yapsınlar.



VizigoT: Kahraman isimlerinizin bir anlamı var mı ? Neden bu isimleri tercih ettiniz ? Özel değil ise dinlemek isterim.


EnesS: enes2001 karakterim banlandıkdan sonra bir kahraman ismi arayışında idim. Daha çok güzel dilimiz türkçeyi kullanmak istediğimden yabancı bir sözcük tercihim değildi ve aradığım ismi de bulamayınca böyle yapmaya karar verdim.

HeroZiro: Özel bir anlamı yok o an aklıma geldiği gibi yazdım.

DeepSilence: Kahraman ismimin anlamı Derin Sessizlik. Çok sevdiğim bir arkadaş demişti sana yakışıyor diye bende öyle forumlarda ve online oyunlarda kullanıyorum.

єѕмєяzz: Özel bir anlamı yok. Bir arkadaşımın sürekli kullandığı bir nickti. Bende ondan görüp, kullandım.

Scofield: İzlediğim bir yabancı dizinin başrol karakterinin ismidir o karakteri sevdiğim için bu ismı kullandım.



VizigoT: Her kahramanın olmazsa olmazı en büyük çilemiz 100 milyon biriktirmek :) Sizce 100 milyon nasıl biriktirilmelidir ? 100 Milyon biriktirmeye hangi seviyede başlanmalıdır. 100 milyon biriktirmek ve harcamak hakkında biraz bilgi verir misiniz ?


EnesS: 100 m biriktirmek için önce iyi bir karar vermeniz gerekir. Sabırlı olmak bu konuda esastır. Bana göre 10 m bastıktan hemen sonra 100 m biriktirilmeye başlanmalı. Biriktirilirken %50 görev destekleyicisi ve iyi bir takım olursa daha rahat olur. Ben 100 milyonu bol bol çalışma yaparak,özel görevleri 5 günde bir bitirerek, enerjiye göre fazla para veren görevleri yaparak biriktirdim zor olmadı.

HeroZiro: 100 Milyon biriktirme sürecinde ilk önce %50 görev destekleyicimizin olması şart.
Daha sonra "Motivasyon Seviyesi" iyi bir takım lazım bu iki şey hazır olduğun da 100 Milyon
biriktirmeye hazırsınız demektir. Herhangi bir level sınırı da olmamalı bence, kişi ne zmn istiyor ise
o zaman başlamalı. Gelelim nasıl para biriktireceğimize, Öncelikle görevleri bu süreçte daha fazla deneyim değilde daha fazla "para" veren görevleri yapmalıyız dikkatle. Ha ben üşeniyorum paralı görev aramaya diyorsan, varsa donutun "Kahraman Sezgisi" alabilirsin senin işini görür.
Günlük düello ve lig dövüşlerimizi de hiç aksatmamalıyız önemli bir gelir kaynağımızdır bu süreçte. Eğitim, Enerji vs. kalmadığın da mevcut bir "İş Teklifini"zi yapınız. 100 Milyon tamamlandığın da nasıl harcamak istediğiniz size kalmış. Ben yeteneklerinize eşit şekilde paranızı dağıtmanızı tavsiye ediyorum.

DeepSilence: 100 m biriktirmek gerçekten ama gerçekten sabır işi. Bence biriktirmeye başlamak için en ideal seviye 280 -300 seviye arası. İmkan varsa kahramanlık sezgisi ile yapmak daha kolay oda tabi bir karı kalmıyor :) Zor görevler ideal oluyor. Harcama konusunda özellikle gelen deneyimleri turnuvada değerlendirebilinir.


єѕмєяzz: 100 milyon biriktirmek sabır isteyen bir iştir. Ben kendim biriktirirken düello ve lig dövüşünü asla kaçırmazdım. Günlük tüm lig dövüş hakkımı kullanırdım. Özel görevler biriktirmek de ki en büyük yardımcı zaten özel görevleri günü geldiği anda yapardım. Günlük gelen 100 enerjiyi bitirirdim, 4x paket kalıyor onların ilk iki paketini para ile alırdım, sonra ki 2 paketini ise 2 donut karşılığında alırdım. Görevleri ise daha çok deneyim veren görevler yerine daha çok para veren görevler yapmaya çalışırdım. 100 milyon biriktirmeye bana göre 240 dan sonra başlana bilir. Ben 240 dan önce biriktirmeye başlamıştım orası ayrı ama 240 ideal olabilir. 100 milyon biriktirdik den sonra o parayı temel yeteneklere eşit olarak bastım ve biriktiren arkadaşlarında eşit basmalarını tavsiye ederim. 100 milyon bastım ve şuan 2. kez biriktiriyorum ilkine göre daha kolay birikiyor, 70 milyon oldu bile.

Scofield: 100 milyon birikimine 200. seviyede başlanmalıdır ama ilk önce 200 seviye olana kadar 10 milyon biriktirilmelidir ve dövüş görevleri yaparsanız daha kazançlı olursunuz özel görevleri yaparak ve herşey bittikten sonra çalışma yapılarak biriktirilmelidir.



VizigoT: Oyunda iyi ki tanımışım dediğiniz insanlar ve ondan çok ilham aldım dediğiniz oyuncular var mı ? Varsa kim olduklarını öğrenebilir miyiz ?


EnesS: HeroZiro, MRX, Scofield, єѕмєяzz, peri1, DeepSilence, gorkem333 ve daha çok bir çok kişi iyiki var dediğim insanlar :) İlham aldığımda kimse yok diyebilirim sadece benden daha iyi arkadaşlarımdan ilham alıyorum. İdolüm HeroZiro

HeroZiro: Yüzümden düşen bin parçayı topIayıp da, yerine kocaman bir tebessüm yerIeştiren insanIar var ya, onIar iyi ki var ! Hepiniz kalbimdesiniz.

DeepSilence: İyi ki tanımışım dediklerim arasında pisluq61 Buğra onur92 Enes Semih Özcan TR6 da kardeşim Yasin can en sevdiğim ekip :) ilham konusunda ise kendi ilhamim kendime yetiyor.

єѕмєяzz: Oyunda iyi ki tanışmışım dediğim tek kişi var. O kişi de "peri1" çok sevdiğim biri, dostluğumuzu çok farklı bir boyuta getirdik, sadece oyunda sınırlı kalmadı. Oyundan ilham aldığım kişi de "peri1" dir. Onun sayesinde hayla bu oyunu oynuyorum diyebilirim.

Scofield: Evet var Enes, Feyzi, Özcan, Serdar Abi, Melek, Yasin bu kişilerle iyiki de tanışmışım ve ilham aldığım oyuncu yoktur.



VizigoT: Sorularımı cevapladığınız için çok teşekkür ederim, Röportajımızı sonlandırmadan önce okuyanlarımız ve hero zero oyuncularımız için söylemek istediğiniz son bir şey var mı ?


EnesS: Asıl ben teşekkür ederim. Eğitimlerimizi aksatmayalım arkadaşlar eğitim şarttır. Oyun kardeşliğimizi zedelemesin. Menfaatlerimiz uğruna birbirimizi kırmayalım ve her zaman adil olalım.

HeroZiro: Bu keyifli röportaj için size ve takım yönetim ekibimize çok teşekkür ederim.
Röportajımızı okuyan ve değerli oyuncularımıza şunu söylemek istiyorum.
Hayatta öyle seçimler yapın ki, kazandığınız şeyler, kaybettiklerinize değsin !
Bugün göz yumduklarınız, yarın size göz açtırmayacak olanlardır !

DeepSilence: Ben bu güzel röportaj için teşekkür ederim. Son olarak bu bir oyun hirslariniz için kalp kırmaya gerek yok. Sevgi ile kalın.

єѕмєяzz: Asıl ben teşekkür ederim. İyi oyunlar dilerim.

Scofield: Asıl biz teşekkür ederiz ve sizlere tavsiyem eğitimlerinizi asla aksatmayınız ve dövüş görevlerini yapmaya özen gösteriniz daha karlı çıkarsınız.


Röportajımı okuduğunuz için teşekkür ederim, Benim de röportajım yayınlansın istiyor iseniz lütfen benim ile iletişime geçin. Başka bir röportajda görüşmek dileği ile esen kalın arkadaşlar..


  • Mesut.prlk, huyymarik, QueenB and 19 others like this


#120609 Kahraman sığınağı özelliği tanıtımı

Posted by Correia on 13 Ocak 2017 - 01:31 ÖS

Merhaba değerli kahramanlar,

Bugün,sıradaki büyük özelliği,kahraman sığınağını, daha yakından tanıtacağız.

Kahraman sığınağı,bireysel ve aktif olarak genişletebileceğiniz yeni bir alan.Burada çeşitli odalar inşa edebilirsiniz.Kahraman sığınağınızın ana binası,temel sığınaktır. 

main_building_t1_1.png

 

Temel sığınakta sadece kaynak toplama ve ek odalar inşa etme olmayacaktır, aynı zamanda,çalışma özelliğinin yerine, altın toplanabilecektir. Daha yüksek seviyeli temel sığınaklarda, daha fazla altın toplanabilir.

Yeni sığınak özelliğinin eklenmesiyle beraber çalışma özelliği iptal olacaktır, dolayısıyla çalışmayla ilgili olan kahramanlık adımları kaybolacaktır. Eğer bu adımları daha önce tamamladıysanız endişe etmenize gerek yok, çünkü ödüllerinizi alabileceksiniz. Burada kastettiğimiz henüz tamamlanmamış çalışma özelliğine bağlı kahramanlık adımlarının artık tamamlanmasının mümkün olmayacağıdır. Biz de kahraman sığınağı için yeni kahramanlık adımları ekleyeceğiz.

Temel sığınağın yanısıra başlangıçta 9 ek oda inşa etmek ve geliştirmek için uygun olacaktır. İnşa etme aksiyonu için, kaynaklara ihtiyaç duymaktasınız, bunlar kaynak üretim odalarından toplanabilecektir - Süper Yapıştırıcı Üreticisi odası ve Zeronite Madeni odası gibi. 

 

room_select_en.png


Kahraman sığınağı daha fazla teklif sunmaktadır, örneğin diğer oyuncularla yarışabileceğiniz yeni imkan gibi. Eğer temel sığınağı uygun şekilde düzenler ve biraz kavga ünitesi üretirseniz, diğer kahramanların sığınaklarına saldırabilir ve onlardan bazı kaynaklar çalabilirsiniz. 

 

enemy_selection_en.png

 

Bu özelliğe has olarak, stat puanları burada, düello ve lig dövüşlerindeki gibi, geçerli olmayacaktır. Önemli olan, atak ünitelerinizle beraber, defans sütunlarınızı ve defans ünitelerinizi inşa edip geliştirmektir. Atak güçlerinizi geliştirerek daha iyi saldırı yapabilir, defansif özelliklerinizi geliştirerek ise kahraman sığınağınızı diğer oyunculardan daha iyi koruyabilirsiniz.

Kahraman sığınağının çıkışı 24 Ocak 2017 tarihine planlanmıştır.

Saygılarımızla,
Hero Zero Takımınız


  • WaysToDie, Mesut.prlk, FatihSultanMehmedHan and 19 others like this


#108547 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Posted by Yasin CCK on 29 Ekim 2015 - 07:45 ÖÖ

EY TÜRK GENÇLİĞİ!

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşenmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakrü zarüret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

yRGZLj.jpg


  • BlueJack, sixbullet, ProFighter and 19 others like this


#106277 RockAngel90 Hikayeleri

Posted by RockAngel90 on 08 Eylül 2015 - 12:01 ÖS

Karakterler:

 

Kim Jongin:

ZV63oa.jpg

 

Killer Hammer(Law Mizuhara)

WZzDLY.jpg

 

Jung Soojung:

7bJDr5.jpg

 

Şef Cho Seung Woo:

d2rBVX.jpg

 

Kang Hyunseung:

2kda0A.jpg

 

Choi Jin Ri:

RVADjR.jpg

 

Bayan Haneul: 

ngdlBV.jpg

 

UYARI: Disosiyatif bozukluklar, kişide kimlik, bellek, algı ve çevre ile ilgili duyumlar gibi normalde bir bütün halinde çalışan işlevlerin bütünlüğünün bozulmasıdır. Dissosiyasyon çoğunlukla travmaya karşı bir savunma düzeneği olarak ortaya çıkar. Hastalık bu şekilde travmadan kaçmayı sağlarken aynı zamanda travmanın kişinin yaşamı üzerindeki etkisini de geciktirir.

 

Bölüm Müzikleri:

 


Second Moon - Ice Pond

 


tearliner - "나빌레라"

 


[Instrumental] Jang Jae In (장재인) - 환청 (Auditory Hallucination)

 

GİRİŞ

 

"Dün gece yarısı South ormanında bir erkek cesedi bulundu. Cesedin kimliği belirlendi. Polisin yaptığı açıklamaya göre cesedin sahibi 30 yaşında aranan bir suçluydu. Polis kayıtlarına göre 2 gün önce bir benzin istasyonunu soymuş ve polise izini kaybettirmeyi başarmış. Polis bu cinayeti işleyen katilin, Killer Hammer cinayetlerinin katili ile aynı kişi olduğunu düşünüyor. Bildiğiniz gibi Killer Hammer cinayetleri son zamanlarda iyice arttı. Katil kurbanlarını boğarak öldürdükten sonra vücudunu çekiçle parçalıyor ve South ormanına götürüp onları herhangi bir ağacın altına bırakıyor. Polis, yaptığı son dakika açıklamasına göre Killer Hammer'ı en kısa zamanda yakalayacağını ve ona işlediği cinayetlerin hesabını soracağını aktardı."

 
Güne yeni bir cinayet haberi ile başlamıştım. Kimdi bu Killer Hammer? 2 senedir aynı yöntemle bir çok kişiyi öldürmüştü. Öldürdüğü kişilerin hepsi soygunculardı. Öldürmek için neden soyguncuları seçiyordu? Öldürdüğü kişilerin vücutlarını neden çekiçle parçalıyordu? Kurbanlarını öldürdükten sonra cesetlerini neden South ormanına bırakıyordu? Bütün bunları düşünürken Şef Cho Seung Woo geldi ve elindeki dosyaları masama koydu. Onu görünce selamladım. Dosyanın üstünde 'Killer Hammer Cinayetleri Davası' yazıyordu. Dosyayı görmemle irkilmem bir oldu. 
 
Şef Cho Seung Woo, "Ekibimle birlikte bu davayı araştırıyoruz. Elimizde hiçbir kanıt yok, üstelik sabrımızda kalmadı. Buraya yeni atandığını ve henüz yeni bir polis olduğunu biliyorum. Yine de bize yardımının olacağını hissediyorum, ekibimize katıl ve cinayetleri bizimle birlikte araştır," dedi. 
 
Ne söyleyeceğimi bilememiştim. Bu davayı gerçekten çözmek istiyordum. Fakat henüz bir deneyimim yoktu. Biraz düşündükten sonra Şef Cho Seung Woo'ya ekibine katılmayı kabul ettiğimi söyledim. Killer Hammer Cinayetleri Davası dosyasını incelemem için bana bıraktı. Dosyaya göz gezdirdiğimde tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Killer Hammer denen katil ne tür bir manyaktı? Bu zamana kadar onu gören tek bir kişi yoktu. Bu demek oluyordu ki, Killer Hammer çok dikkatli biriydi. Onu bulma çalışmalarının hepsinden kurtulmayı başarmıştı. Bunu nasıl yapmıştı? Daha fazla düşünmemek için çalışacağım kişilerle tanışmaya gittim. Ekip benimle birlikte 5 kişi olmuştu. Şef Cho Seung Woo, Kim Jongin, Kang Hyunseung, Choi Jin Ri ve ben Jung Soojung. Şef Cho Seung Woo yarın sabah toplantı olacağını ve erken gelmemizi söyledi. Herkes dağıldıktan sonra masama kurulup dosyayı bir kez daha inceledim. Elle tutulur hiçbir kanıt yoktu. Delirmek üzereydim. Kendi kendime lanet okurken Kim Jongin geldi ve masama bir kahve bırakıp çaprazımda duran masasına yerleşti.
 
"Teşekkür ederim," dedim gülümseyerek. 
 
Kim Jongin gülümsedi ve, "Önemi yok," dedi.
 
Kim Jongin'in yaklaşık 3 senedir polis olduğunu ve işinde oldukça başarılı olduğunu öğrenmiştim. Elde ettiği başarılar sayesinde Şef Cho Seung Woo'nun sağ kolu konumunda olmayı başarmıştı. Kim Jongin ile birlikte geç saatlere kadar dosyayı inceledik fakat elimizde tahminlerden başka bir şey yoktu.
 
Kim Jongin, "Killer Hammer denen katil çok dikkatli biri, kurbanlarının üstünde tek bir parmak izi bile bırakmıyor. Son bir kaç ayda cinayet oranları arttı. Onu en kısa sürede yakalamalıyız," dedi. Başımla onayladım. Jongin haklıydı, onu en kısa sürede yakalamamız gerekiyordu. Bu psikopat katilin yakında masum insanlara da zarar vermeyeceği ne malumdu? Şef Cho Seung Woo yanımıza geldi ve evlerimize gidebileceğimizi söyledi. Eşyalarımı topladıktan sonra merkezden ayrıldım. Kapıda bir otomobil bekliyordu. İçeride kimin olduğunu görememiştim. Kısa bir süre sonra arabanın camı açıldı, Jongin kafasını camdan çıkarıp içeri gelmemi söyledi. Kendim gidebilirim, dediysem de Jongin'in ısrarlarına karşı gelemedim ve arabaya bindim.
 
"Teşekkür ederim," dedim.
 
Jongin, "Rica ederim. Buralar geceleri çok tehlikeli olur, her zaman dikkatli olmalısın," dedi.
 
Gülümsedim ve, "Benim bir polis olduğumu ve kendimi koruyabileceğimi unutmuş olmalısın," dedim.
 
Jongin küçük bir kahkaha attı ve, "Ah, afedersin bunu aklımdan çıkarmayacağım," dedi.
 
Evim merkeze yakın olduğu için yol sadece bir kaç dakika sürmüştü. Jongin'e teşekkür ettim ve onu evime davet ettim. Fakat Jongin işlerinin olduğunu ve gitmesi gerektiğini söyledi. Israr etmedim, yarın görüşmek üzere ayrıldık. Evde, dosyayı bir kaç kez daha inceledim. Gözümüzden kaçırdığımız bir şeylerin olabileceğini düşündüm fakat herhangi bir kanıt bulamadım. Saat 12:30 olmuştu. Henüz uykum gelmemişti. Televizyonu açtım, haber başlığında Killer Hammer'ın yeni cinayetinden bahsediyordu. Öldürdüğü kişi yine bir soyguncuydu. Kurbanın vücudu çekiçle parçalandıktan sonra South ormanına terk edilmişti. Lanet okuyarak telefonuma uzandım ve Şef Cho Seung Woo'yu aradım. Ellerim titriyordu, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Şef Cho Seung Woo, cinayet haberini gördüğünü ve evimde beklememi söyledi. Merkeze gitmemin şimdilik hiçbir yararı olmadığını söyledi. Söylediğini yaptım, fakat bütün gece uyuyamadım. Bu cinayetler her geçen gün korkutucu bir hale dönüşüyordu.
Gözlerimi açtığımda saat 7:00'dı. Uzun düşüncelerimin sonunda tahammül edemeyip uyuyakalmıştım. Mutfakta ayak üstü bir şeyler yeyip odama döndüm ve kıyafetlerimi değiştirip evden dışarı çıktım. Toplantı saat 8:00'da başlayacaktı, bu yüzden acele etmem gerekiyordu. Bulunduğum binadan çıktığımda karşımda Jongin'i gördüm. Arabasına yaslanmış şekilde kollarını bağlamıştı.
 
Jongin, "Günaydın," dedi gülümseyerek. 
 
"Günaydın," dedim anlamayan bakışlarla. Onun neden burada olduğu hakkında en ufak fikrim yoktu.
 
Jongin açıklama yapmaya çalışırcasına, "Buralardan geçiyordum, seni de alıp öyle merkeze gitmek istedim," dedi.
 
"Teşekkür ederim. Gidelim öyleyse," dedim. 
 
Başıyla onayladı ve binmem için kapımı açtı. Koltuğuma oturduktan sonra kapıyı yavaşça kapattı ve sürücü koltuğuna yerleşti. İkimizde oldukça sessizdik, bir süre sonra bu sessizliğe sinir olmaya başlamıştım. Neyse ki Jongin sessizliğini bozdu.
 
Jongin, "Killer Hammer'ın kurbanlarının arasına dün gece birinin daha eklendiğini öğrendim," dedi.
 
"Çok sinir bozucu bir durum," dedim. 
 
Jongin beni onayladı ve, "Haklısın. Onu en kısa sürede yakalayıp işlediği cinayetlerin hesabını sormalıyız," dedi.
 
Yol boyunca Killer Hammer'ı nasıl yakalayacağımızı düşündüm. Fakat ardında bir kanıt bile bırakmayan kişiyi nasıl yakalayabilirdik? Merkeze gittiğimizde toplantının başlamasına henüz 5 dakika vardı. Toplantı odasına girdik ve koltuklarımıza oturup Şef Cho Seung Woo'yu bekledik. Şef Cho Seung Woo içeri girdiğinde ayağa kalkıp onu selamladık.
 
Şef Cho Seung Woo koltuğuna oturdu ve, "Bildiğiniz gibi dün gece bir cinayet daha işlendi. Killer Hammer tam tahmin edildiği gibi arkasında bir iz dahi bırakmadı," dedi ve devam etti. "Onu yakalamak için bir önerisi olan var mı?"
 
Toplantı salonu hiç olmadığı kadar sessizdi. Şef Cho Seung Woo'nun sinirli olduğu yüzünden belli oluyordu. Bize düşünmemiz için 1 hafta verdi ve odadan ayrıldı. 1 hafta içinde Killer Hammer'ı yakalamak için işe yarar şeyler bulmam gerekiyordu. Jongin elinde iki kahve ile yanıma geldi ve birini bana uzattı. Gülümsedim ve uzatılan kahveyi aldım. 
 
Jongin, "Herhangi bir önerin var mı?" diye sordu.
 
"Doğduğumdan bu yana ilk defa bir konu hakkında düşünemiyorum. Beynim durmuş gibi," dedim.
 
Jongin, "Bugün işin var mı? Birlikte bir yerlere gidip bu konu hakkında düşünebiliriz," dedi. 
 
Choi Jin Ri karşı masadan yüksek sesle, "Soojung sana dolaylı yoldan çıkma teklifi ediyor," dedi.
 
Kahkaha attım ve, "Ne saçmalıyorsun sen?" dedim.
 
Jongin, "Jin Ri haklı. Seni ilk gördüğüm günden beri seninle ilgileniyorum. Belli etmeye çalıştım ama anlamadın," dedi.
 
Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung Jongin'in bu itirafına şaşırmışlardı. Daha sonra ikisi de yanımıza geldiler ve alkışlamaya başladılar. Jongin'in beni evime bırakması, beni evimden alması, arabaya binmem için kapıyı açması, bana kahve getirmesi arkadaşça yaklaşımlar değil miydi? Cidden çok saf olmalıyım. Ne söyleyeceğimi bilemediğim için salondan koşarak çıktım. Jin Ri ardımdan geldi ve neden bir cevap vermediğimi sordu.
 
"Jongin'i henüz yeni tanıyorum. Üstelik böylesine ani bir itiraftan sonra mantıklı hareket etmem beklenmedik bir şey," dedim.
 
Jin Ri başıyla onayladı ve, "Böyle hissetmen doğal. Fakat sana bir şey itiraf edeceğim, ikiniz gerçekten yakışıyorsunuz. Ben senin yerinde olsam ona bir şans verirdim," dedi. 
 
"Söylediklerini aklımda tutacağım," dedim ve merkezden dışarı çıktım. Jongin'in söyledikleri ve, Jin Ri'nin söyledikleri beni düşündürüyordu. 
 
"Seni ilk gördüğüm günden beri seninle ilgileniyorum."
 
"İkiniz gerçekten yakışıyorsunuz. Ben senin yerinde olsam ona bir şans verirdim."
 
Şef Cho Seung Woo'nun, "Gülümsediğine göre Killer Hammer'ı yakalamak için iyi bir plan bulmuş olmalısın," demesiyle kendime geldim. Gülümsemiş miydim?
 
"Özür dilerim, Killer Hammer'ı yakalamak için sıkı çalışacağım," dedim.
 
Şef Cho Seung Woo kahkaha attı ve, "Jongin'in teklifine ne cevap vereceksin?" diye sordu. 
 
Şaşırmıştım. Jongin bana hislerini itiraf ederken toplantı salonunda Şef Cho Seung Woo yoktu, fakat şimdi bana Jongin'in teklifine vereceğim cevabı soruyordu.
 
Şef Cho Seung Woo açıklama yapma gereği duyarak, "Bu merkezde her şey çabuk duyulur," dedi.
 
Başımla onayladım ve, "Jongin'i henüz tanımıyorum," dedim.
 
Şef Cho Seung Woo, "Onun teklifini kabul ederek onu tanıma şansını bulabilirsin," dedi. 
 
"Bunu düşüneceğim," dedim gülümseyerek ve devam ettim. "Doğrusunu söylemek gerekirse lise yıllarımda birine aşık olmuştum. Fakat o benim sevgimi küçümseyip beni küçük düşürmüştü. O günden beri birine aşık olmayı düşünmedim bile. Sanırım bu yüzden bu kadar kararsızım."
 
Jongin, "Sevdiğin kişi senin sevgini hak etmeyen biriymiş. Fakat ben asla böyle biri olmayacağım," dedi ve yanıma geldi.
 
Şef Cho Seung Woo, "Denemeye değer," dedi ve göz kırptı. 
 
Jongin, "Öyleyse sana şimdi resmi olarak soruyorum," dedi ve devam etti. "Kız arkadaşım olur musun?"
 
Jongin'in teklifiyle afallamıştım. Şef Cho Seung Woo'ya baktığımda yüzünde onaylamamı isteyen bir ifade vardı. Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung Şef Cho Seung Woo'nun yanına gitti ve "kabul et," diye bağırmaya başladılar. İçeride ki polisler gürültüyü duyunca etrafımızda toplanmaya başlamıştı. Onlara sessiz olmalarını söylesem de sesleri daha yüksek çıkıyordu.
 
"Pekala. Kız arkadaşın olmayı kabul ediyorum," dedim. Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung başta olmak üzere diğer polisler sanki üniversite sınavında istediği bölümü kazanmış öğrenciler gibi sevinçle çığlık atmaya başladılar. 
 
Jongin bana sarıldı ve kulağıma, "Mükemmel bir çift olacağız," dedi. Jongin'in bunu söylemesiyle gülümsemiştim.
 
Şef Cho Seung Woo, "Gürültüyü kesin, herkes işinin başına dönsün," diye bağırdı ve bize dönüp devam etti. "Sevgili olabilirsiniz, ama sakın işinizi unutmayın. Gözüm üzerinizde."
 
Ertesi gün yeni bir cinayet haberi ile karşılaşmıştık. Killer Hammer kurbanının vücudunu çekiçle parçalamıştı, önceki kurbanlarına yaptığı gibi. Şef Cho Seung Woo Killer Hammer'ın hasta ruhlu bir psikopat olduğunu söyledi ve işe yarayacak fikirler üretmemizi emretti. Merkezden ayrıldığımızda Jongin'i evime davet ettim. Yemek yiyip, Killer Hammer'ı yakalamak için plan yapacaktık. Ben mutfakta yemek yaparken Jongin salonda aile resimlerime bakıyordu. Yemekleri hazırladığımda Jongin'i masaya çağırdım.
 
Jongin, "Çok tatlı bir ailen var," dedi. 
 
"Teşekkürler," dedim gülümseyerek.
 
Jongin yemeklerin tadına bakmaya başladı. Yüz ifadesi yemeklerin tadını beğendiğini gösteriyordu.
 
"Beğendin mi?" diye sordum merakla.
 
Jongin, "Çok lezzetli olmuş. Yemek konusunda hiç iyi değilimdir, evlendiğimiz zaman yemekleri sen yapacaksın anlaşılan," dedi.
 
Yediğim makarna neredeyse boğazımda kalıyordu. Jongin'in aniden evlilikten bahsetmesine şaşırmıştım. İstemsizce gülümsüyordum. Boğazımı temizleyip yemek yemeye devam ettim.
 
Jongin, "Benim hakkımda ne düşünüyorsun?" diye sordu.
 
"Aniden neden böyle bir soru sordun?" diye cevap verdim.
 
Jongin, "Resmi olarak 2 gündür erkek arkadaşınım," dedi ve devam etti. "Benim hakkımda hiçbir şey düşünmüyor musun?"
 
"Yakışıklı ve sempatiksin. Eğlencelisin," dedim gülümseyerek.
 
Jongin, "Seni daha fazla tanımak istiyorum," dedi ve devam etti. "Alışkanlıkların var mı?"
 
"Her hafta sonu tenis oynarım. Tenis oynamaktan büyük keyif alıyorum. Bu sosyal aktiviteden çok alışkanlık oldu. Bir de farkında olmadan kalem ısırıyorum," dedim kıkırdayarak. "Senin alışkanlıkların var mı?"
 
Jongin, "Bende basketbol oynamayı çok severim. Hatta orta okuldayken basketbol takımının kaptanıydım. İşimden zaman buldukça basketbol sahasına gidip oynarım. Bunun dışında garip davranışlarım var, fakat ben bile farkında değilim," dedi. Şaşırmıştım. Jongin devam etti, "Mesela yatağımda uyuyorum, fakat uyandığımda kendimi mutfakta buluyorum. Uyuyorken farkında olmadan kıyafetlerimi değiştiriyorum."
 
"Yani uyur gezer gibi bir şeysin?" dedim kıkırdayarak.
 
Jongin gülümsedi ve, "Öylede denilebilir," dedi. 
 
Jongin ile birlikteyken zaman çok hızlı geçiyordu. Onunla birlikteyken mutlu olduğumu, gülümsediğimi fark etmiştim. Yıllardır kimseye karşı ısınmayan kalbim, Jongin'e karşı ısınmaya başlamıştı. Onun bakışları çok farklıydı. Bana karşı sevgiyle bakıyordu ve ben sanırım ona gerçekten aşık olmaya başlamıştım. 
Gecenin ilerleyen saatlerinde Killer Hammer'ı yakalamak için bir plan düşündük. Fakat verimli şeyler bulamadık. Jongin evine gitmesi gerektiğini söyledi. Onu geçirmek için kapının önüne çıktım. Jongin gitmeden önce yavaşça yanağımdan öptü ve bana sarıldı. Ben utanmak için fırsat bile bulamamıştım çünkü yan dairede oturan 30'lu yaşlarında olan Bayan Haneul bize bakıp ağlamaya başladı. 
 
Bayan Haneul bağırarak, "Sizin gibi çiftlerden nefret ediyorum! Sonsuza kadar böyle mutlu olacağınızı sanıyorsunuz fakat olamayacaksınız," dedi ve kapısını sertçe kapattı.
 
Jongin ve ben Bayan Haneul içeri girene kadar gülmemek için kendimizi zor tutmuştuk. İkimizin kahkahaları binanın içinde yankılanıyordu. Kendimizi sakinleştirdikten sonra Jongin, "Sanırım erkek arkadaşı tarafından terkedildiği için böyle sinirli," dedi. Başımla onayladım. Jongin yanımdan ayrılırken bile gülüyordu. Jongin gittiği zaman anlamıştım ona aşık olduğumu. Onunla evli olup sonsuza kadar mutlu olma düşüncesi beni gülümsetmeye yetiyordu. Onunla sonsuza dek birlikte olma düşüncesi ile mutlu oluyordum.
Sabah Jongin'in mesajı ile uyanmıştım. Yiyecek bir şeyler aldığını ve 30 dakika sonra evime geleceğini yazmıştı. Yataktan koşarak çıkmıştım bu yüzden sol ayak serçe parmağımı kapının alt köşesine vurdum. Yerde oturup mızmızlanıyordum ki, zamanın çabuk geçtiğini fark ettim. Yavaşça yerden kalktım ve üstümü değiştirdim. Daha sonra lavaboya gidip adeta elektrik çarpmış olan saçlarımı düzelttim. Kendime aynada bakıyorken kapının çaldığını duydum. Serçe parmağımı tekrar çarpmamak için yavaşça ilerledim ve kapıyı açtım.
Jongin elinde bir kaç paketle birlikte içeri girdi ve, "Günaydın," deyip yanağımdan öptü. Kızardığımı hissediyordum. Utandığımı belli etmemek için koşarak mutfağa gittim, fakat bu defa sağ ayak serçe parmağımı kapıya vurdum. Jongin koşarak yanıma geldi ve ayağıma bakarak, "Kötü vurmuşsun, ecza dolabı nerede? Krem sürmezsek yara olabilir," dedi. Ecza dolabının lavaboda olduğunu söyledim. Jongin krem almak için ecza dolabına gittiğinde kendime kızıyordum. Neden daha dikkatli olmamıştım ki? Jongin'in yanında kendimi rezil etmeyi başardığım için kendimi tebrik ediyordum. Jongin, yumuşatıcı krem ve biraz pamukla birlikte yanıma geldi ve parmağıma pansuman yapmaya başladı. Daha sonra diğer parmağımı da fark etti ve, "Sol ayağını da çarptın sanırım. Kendine dikkat etmelisin," dedi. İki ayak parmağıma da krem sürdükten sonra beni kucağına aldı ve sandalyeye oturttu. Daha sonra yememiz için aldığı şeyleri tabaklara koydu ve hepsini masaya getirdi. O bütün bu işleri yaparken bende onu izlemiştim. İkimiz için yaptığı kahveleri getirip karşımda duran sandalyeye oturdu.
 
"Çok sakar olduğumu düşünüyorsun değil mi?" diye sordum. 
 
Jongin, "Hayır. Ayak parmaklarını bir yere çarpman sorun değil. Sonsuza kadar onları tedavi edeceğim. Tam olarak bunu düşünüyordum," dedi. 
 
Onun bu yanıtıyla gülümsemiştim. Jongin masanın ucunda duran kekleri uzattı ve tadına bakmamı söyledi.
 
"Gerçekten çok lezzetli. Annem de buna benzer bir kek yapmıştı," dedim ve devam ettim. "Bu arada ailenden hiç bahsetmedin."
 
Jongin, "Onlardan bahsedince üzülüyorum. İleride anlatmanın daha az acı verdiği bir zaman sana onları anlatırım," dedi. 
 
Jongin'in bu cevabı beni şaşırtmıştı. Ailesinden neden acıyla bahsediyordu? Fakat onun üstüne gitmek istemedim, bu yüzden ona ne zaman anlatmak isterse dinleyeceğimi söyledim. Masanın üzerinde ki yiyecekleri bitirdiğimiz zaman Jongin bulaşıkları toplayıp yıkamaya başladı. 
 
"Onları ben yıkarım. Senin yapmana gerek yok," dedim.
 
Jongin, "Yemek yapmakta iyi değilim ama bulaşık yıkamada her zaman iyiyimdir. Evlendiğimiz zaman iş bölümü yapabiliriz. Sen yemeklerle ilgilenirken ben bulaşıkları hallederim," dedi.
 
Jongin evlilikten bahsedince tekrar kızarmıştım. Fakat tekrar bir yerimi sakatlamamak için olduğum yerde bekledim. Jongin bulaşıkları yıkadıktan sonra yanıma geldi ve yürüme egzersizleri yaptık. Kendimi daha iyi hissediyordum. Saate baktığımda 7:30'du. Jongin'e geç kalmamak için hemen çıkmamız gerektiğini söyledim. Dairenin önünde ayakkabılarımı giymek üzereyken, Jongin eğildi ve ayakkabılarımı giymeme yardım etti. Kendimi daha iyi hissettiğimi ve kendim giyebileceğimi söylesem de, Jongin söylediklerimi duymazlıktan geldi. Jongin ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken yan dairede oturan Bayan Haneul spor kıyafetleriyle birlikte dairesinden çıktı ve sinirle bize bakmaya başladı.
 
Bayan Haneul yanımıza yaklaştı ve bana dönerek, "Bunların hepsi gözlerini boyamak için yapılmış küçük oyunlar. İleride ayrılacaksınız. Hepinizden nefret ediyorum," dedi ve yanımızdan koşarak ayrıldı. Jongin ve ben birbirimize bakıp gülmeye başladık. Binadan ayrıldığımızda Jongin arabaya binmem için kapıyı açtı ve ben koltuğuma oturduktan sonra kapıyı yumuşak bir şekilde kapattı. Kendisi de sürücü koltuğuna oturduktan sonra emniyet kemerlerimizi taktık ve merkeze ilerledik. Merkeze girdiğimizde diğer polisler bize bakarak gülüyordu. Bu durum fazlasıyla sinir bozucuydu. Jongin kulağıma eğildi ve, "Fazlasıyla popüleriz," dedi. Kıkırdadım ve omuzuna yavaşça vurdum. 
Şef Cho Seung Woo, Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung toplantı odasında Killer Hammer'ı yakalamak için plan düşünüyorlardı.
 
Kang Hyunseung, "South Ormanının çevresine bir çok kamera yerleştirdik fakat Killer Hammer hiçbir kamera da görünmedi," dedi.
 
Choi Jin Ri, "Benimle dalga geçmeyin fakat, Killer Hammer hayalet olabilir mi?" dedi. 
 
Jin Ri'nin söylediğiyle Şef Cho Seung Woo dahil herkes gülmeye başlamıştı. Jin Ri söylediği şeye gülünmesine biraz bozulmuştu fakat bir şey söylemedi.
 
Şef Cho Seung Woo, "Yarın izinlisiniz. Dinlenin ve Killer Hammer'ı yakalamak için düzgün bir plan yapın. Pazartesi günü hepinizi dinleyeceğim," dedi ve toplantı salonundan dışarı çıktı.
 
Kang Hyunseung, Choi Jin Ri'nin son söylediği şeyle dalga geçiyordu. Jin Ri ise Kang Hyunseung'u masanın etrafında kovalıyordu. Jongin yanıma geldi ve yarın bütün günü birlikte geçireceğimizi söyledi. Mesai saatimiz bittiğinde Jongin gözden kaybolmuştu. Arabası merkezin önünde duruyordu fakat kendisi yoktu. Diğer polislere onu görüp görmediklerini sorduğumda olumlu bir yanıt alamadım. Telefonunu aradığımda, "Lütfen mesaj bırakın," sesinden başka hiçbir şey duyamadım. Merkezden ayrıldığımda eve gitmek istemedim. Yakınlarda olan parka gidip gezmeye başladım. Etraf sessiz ve karanlıktı. Bir banka oturup telefonumun mesaj kutusuna baktım. Boştu, Jongin henüz aramamı görmemiş olmalıydı. Çevreye göz gezdirdiğimde uzaktan birinin geldiğini gördüm. Fakat bu kişi Jongin'di. Yüzünde bir maske vardı ve hızlıca önümden geçti. Arkasından seslendim fakat dönüp bakmadı. Muhtemelen o kişi Jongin değildi. Karanlıkta sadece Jongin'e benzetmiştim. O kişi Jongin olsaydı, ona seslendiğim zaman yanıma gelirdi. Bankta bir süre daha oturduktan sonra eve gittim. Ayaklarımı uzatıp serçe parmağıma baktım. Jongin'in parmağıma pansuman yapışı gözümde canlanmıştı. Kendimi tekrar gülümserken buldum. Kanepenin diğer ucunda olan kumandaya ulaştım ve televizyonu açtım ve yeni bir Killer Hammer cinayeti haberi ile karşılaştım. Kurban 35 yaşında olan bir soyguncuydu ve 2 gün önce büyük bir marketi soymuştu. Soyguncunun cesedi çekiçle parçalanmıştı. Choi Jin Ri'yi aradım ve Killer Hammer'ın son cinayetinden bahsettim. Jin Ri, haberi gördüğünü ve kanının donduğunu söyledi. Doğrusunu söylemek gerekirse her geçen gün Killer Hammer denen psikopat katilden korkuyordum. Fakat, ne olursa olsun onu yakalayacaktım.
Bütün gece yatağımda dönüp durdum. Killer Hammer denen psikopat manyağı nasıl yakalayacaktım? Kendimi zorlayarak iyi bir plan düşünmeye başladım. Aklıma bir plan geldi fakat tehlikeliydi. Pazartesi günü bu öneriyi kesinlikle Şef Cho Seung Woo'ya sunmalıydım. 
Gece nasıl uyuduğumu bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğum için yorgun düşmüştüm. Uyandığımda Jongin'den tam olarak 18 mesaj vardı. İlk mesajda, spor kıyafetlerimi giyip onu beklememi söylüyordu. Diğer 17 mesajda da, beni aşağıda beklediğini söylüyordu. Hızla yatağımdan çıktım ve pencereden aşağı baktım. Jongin, kollarını bağlamış bir şekilde bekliyordu. Telefonumu aldım ve Jongin'e mesaj attım. 
 
"Üzgünüm, uyuyakalmışım. Hemen geliyorum."
 
Eşofmanlarımı giyip hızla aşağı indim. Jongin'in üzerinde siyah, raşel kumaşlı bir eşofman vardı. Jongin, beni görünce büyük bir iç çekti.
 
"Geç kaldığım için özür dilerim," dedim ve devam ettim. "Fakat, neden eşofmanlarımı giymemi istedin?"
 
Jongin, "Her zaman kız arkadaşımla birlikte sabah yürüyüşü yapmak istemişimdir," dedi. 
 
"Gidelim öyleyse," dedim gülümseyerek. Jongin elimi tuttu ve yürüyüş parkına doğru ilerledik.
 
"Dün neden hiçbir şey demeden ayrıldın?" diye sordum ve devam ettim. "Üstelik telefonunu bile açmadın. Seni merak ettim."
 
Jongin, "Sanırım çok yorulmuştum. Eve nasıl geldiğimi bile bilmiyorum," dedi.
 
"Kendine dikkat etmelisin," dedim.
 
Jongin elimi biraz sıktı ve gülümsedi.
 
"Dün gece merkezin yakınında ki parka gittim ve sana çok benzeyen birini gördüm. Siyah kıyafetler giyip maske takıyordu," dedim.
 
Jongin, "Benim kadar yakışıklı mıydı?" diye sordu kıkırdayarak.
 
Jongin'in omzuna yavaşça vurdum ve gülmeye başladım. O sırada yolun diğer tarafında koşan Bayan Haneul bize doğru yaklaştı ve, "Hiç yakışmıyorsunuz. Sizin kaderiniz kötü. Birlikte olamayacaksınız," dedi. Jongin birbirlerine kenetli olan ellerimizi Bayan Haneul'a gösterdi ve, "Sizin söylediğiniz hiçbir söz bu elleri ayıramayacak," dedi sırıtarak. Bayan Haneul yüzünü buruşturdu ve önümüzde yürüyen çiftin yanına giderek, "İkinizde birbirinizden çirkinsiniz, midemi bulandırıyorsunuz," dedi.
Jongin, Bayan Haneul'un bu söylediklerine kahkaha atıyordu. Yaklaşık 30 dakika yürüdükten sonra eve döndük. Ben kahvaltı hazırlarken, Jongin Killer Hammer'ın yeni cinayetinden bahsediyordu.
 
"Ben yarın Şef Cho Seung Woo'ya bir öneri sunacağım," dedim. Bir yandan da yaptığım omletleri masaya yerleştiriyordum.
 
Jongin, "Benim aklıma henüz akıllıca bir plan gelmedi. Düşünme aşamasındayım," dedi.
 
Hazırladığım yemekleri yerken Jongin yaptığım omletin mükemmel olduğunu söyledi.
 
Jongin, "Son zamanlarda çok tuhaf rüyalar görüyorum. Yüzünü göremediğim biri, bir başkasını kaçırıp önce boğuyor ve o kişiyi öldürüyor. Sonra da öldürdüğü kişinin vücudunu çekiçle parçalıyor. Daha sonra da öldürdüğü kişinin vücudunda ki parçaları bir ormana bırakıyor. Killer Hammer cinayeti psikolojimi oldukça bozdu. Bir doktorla falan görüşmeliyim sanırım," dedi.
 
"Bugün bizim günümüz, Killer Hammer'dan konuşmayalım," dedim.
 
Jongin masanın üstünden elime uzandı ve sıkıca tuttu. İlerleyen saatlerde Jongin ile birlikte romantik-komedi türünde bir film izledik. Film bittikten sonra Jongin su savaşı yapmayı teklif etti. Su savaşı yapmayı her zaman eğlenceli bulduğum için tereddüt etmeden kabul ettim. Jongin yanında getirdiği çantasının içinden 2 tane su silahı çıkarttı ve birini bana uzattı. Şaşırarak uzattığı silahı aldım ve, "Bunları nereden buldun?" diye sordum. 
 
Jongin, "Kız arkadaşımla her zaman su savaşı yapmak istemişimdir. Bugün izin günümüz olduğu için eğlenebileceğimizi düşündüm ve evden çıkmadan önce bunları yanıma aldım," dedi. Gülümsedim. Su silahlarının içini suyla doldurduktan sonra bahçeye çıktık ve savaşa başladık. İlk ıslanan ben olmuştum. Jongin ile yaptığımız su savaşı diğer su savaşlarından farklıydı. Jongin arkamdan geldi ve beni kaldırıp döndürmeye başladı. Kahkahalarımız çok uzun sürmemişti, çünkü tepemizden bir kova su dökülmüştü. Yukarıya baktığımızda Bayan Haneul'u gördüm. Bize bakıp dil çıkarıyordu. Buna tanık olan yaşlı bir teyze bize bakarak, "O cadı kadının kocası onu başka bir kadınla aldatmış ve onu terk etmiş. O yüzden başkalarına sataşıyor. Siz aldırmayın onu," dedi. Bayan Haneul'un mutlu çiftlere neden böyle davrandığını şimdi anlamıştım. Bu durum Bayan Haneul için kötü bir durum olsa da, Jongin ile gülmekten kendimizi alamamıştık.
Günün sonunda Jongin ile birlikte dışarıya çıkıp dondurma yedik. Parkta gezerken Bayan Haneul'u görmemek için yalvarıyordum, neyse ki bu defa karşımıza çıkmamıştı. Yaklaşık 2 saat boyunca gezdikten sonra Jongin beni evime bıraktı ve arabasına binip ilerledi. Eve döndüğümde düşündüğüm tek şey günümün dehşet bir şekilde güzel gittiğiydi. İlk defa cinayetlerden ve suçlardan uzak bir gün geçirmiştim. Bugünün sonunda Jongin'e gerçekten aşık olduğumu anladım. 
Yatağıma uzandım ve büyük bir mutlulukla gözlerimi kapattım. Sabah uyandığımda ayak üstü bir şeyler atıştırıp üzerimi değiştirdim ve evden dışarıya çıktım. Jongin beni kapıda bekliyordu.
 
"Günaydın," dedim.
 
Jongin gülümsedi ve, "Günaydın. Bayan Haneul bize lanetini yağdırmadan gitsek iyi olur," dedi. 
 
İkimizde güldük ve arabaya binip merkeze doğru ilerledik. Toplantı salonuna girdiğimizde Şef Cho Seung Woo henüz gelmemişti. Bir kaç dakika geçtikten sonra Şef Cho Seung Woo içeri girdi ve onu selamladık. Şef Cho Seung Woo önerisi olan kişilerin konuşmasını söyledi. Toplantı salonu oldukça sessizdi. Ayağa kalktım ve bir önerimin olduğunu söyledim. Şef Cho Seung Woo, devam etmemi söyledi. 
 
"Killer Hammer'ın öldürdüğü kişiler sadece soyguncular. Söyleyeceğim şey biraz tehlikeli olabilir ama sonunda başarılı olabileceğimizi düşünüyorum," dedim ve devam ettim. "İçimizden bir polis bir soyguncu gibi davranacak. Bunu haber yapacağız ve medyayla paylaşacağız. Medya hazırladığımız sahte soygunu gerçek bir soygunmuş gibi lanse edecek. Killer Hammer'da bu soyguncunun peşine düşecek. Soyguncuymuş gibi davranan poliste Killer Hammer'ı yakalayacak."
 
Şef Cho Seung Woo yanıma geldi ve, "Seni ekibime almakla çok doğru bir karar verdiğimi anladım. Harika bir plan," dedi. 
 
Choi Jin Ri, Kang Hyunseung ve Jongin oldukça etkilenmiş gibi bakıyorlardı.
 
Şef Cho Seung Woo, "Öyleyse, soyguncu kılığına girecek olan polis kim olacak?" diye sordu ve toplantı salonunda ki polislere baktı.
 
"İzin verirseniz ben olmak istiyorum," dedim. 
 
Jongin ayağa kalktı ve, "Hayır. Bu oldukça tehlikeli," dedi.
 
"Sizleri televizyonda açıklama yaptığınız zaman görmüş olmalı. Bu iş için en uygun kişi benim," dedim.
 
Şef Cho Seung Woo, "Soojung haklı. Ona bu konuda güvenmeliyiz," dedi.
 
Jongin, Şef Cho Seung Woo'nun emrine karşı gelemediği için susmayı tercih etti. 
 
Şef Cho Seung Woo, "Öyleyse, soyguncu rolünü Soojung oynayacak. Bugün medyaya haber vereceğim ve tüm bunların gizli tutulmasını isteyeceğim," dedi. 
 
Ekiple birlikte bir alış veriş merkezine gittik ve sahte soygun çekimini gerçekleştirdik. Çekim yönetmeni gerçekleştirdiğimiz soygun çekimini akşam haberlerinde yayınlayacağını söyledi. Şef Cho Seung Woo, artık daha dikkatli olmamı ve yanımda mutlaka silah taşımamı söyledi. Eve girdiğimde kapıyı kitledim ve camları kapattım. Televizyonu açtım ve haberlerde kendimi gördüm. Gerçek bir soygundan hiçbir farkı yoktu. Doğrusunu söylemek gerekirse oldukça korkuyordum. Fakat Killer Hammer'ı yakalamam gerekiyordu.
Bütün gece uyuyamadım. Hava aydınlık olduğunda üstümü değiştirip merkeze gitmek için evden ayrıldım. Jongin ortalıklarda yoktu. Biri enseme sert bir cisimle vurdu ve kendimi yerde buldum. Gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum fakat buna gücüm yoktu.
Gözlerimi açtığımda soğuk ve boş bir odadaydım. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Sandalye de arkasına dönmüş biri oturuyordu, bu kişi Killer Hammer olmalıydı.
 
"Nasıl bir psikopatsın sen?" dedim bağırarak. 
 
"Demek uyandın," dedi ve yüzünü bana doğru döndü. Fakat gördüğüm kişi Kim Jongin'den bir başkası değildi.
 
"Jongin? Bu nasıl olur? Jongin ellerimi ve ayaklarımı çöz hemen," diye bağırdım.
 
"Benim adım Jongin değil. Law Mizuhara. Ya da tüm dünyanın deyimiyle Killer Hammer."
 
Gözlerimin acıdığını hissediyordum. Her şeyden önce zihnim karışmıştı. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Jongin odadan çıktı ve bir kutu ile birlikte odaya geri geldi. Kutuyu açtığında gözlerime inanamamıştım. Kutunun içinde onlarca çekiç vardı.
 
"Jongin, bana şaka yapıyorsun değil mi? Lanet olsun, bunun kötü bir şaka olduğunu söyle," diye bağırdım.
 
"Sana adımın Law Mizuhara olduğunu söyledim. Çeneni kapat ve ölümünü bekle. Sessizce halledeceğim."
 
Delirmek üzereydim. Fakat delirmek üzere olan tek kişi değildim. Jongin'in hareketleri değişmeye başlamıştı.
 
Jongin kafasını tutup, "Kendimi kontrol edemiyorum," diyerek bağırıyordu. 
 
Onun bu halinden oldukça korkmaya başlamıştım. 
 
"Jongin kendine gel. Lütfen," diye bağırdım.
 
"Benim adım Law Mizuhara lanet olası!"
 
Jongin üstüme geldi ve boğazımı sıkıca yakaladı. Nefes alış verişlerim yavaşlamıştı. Jongin'in elinden kurtulmaya çalışıyordum fakat ona gücüm yetmiyordu. Daha sonra bir silah sesi duydum. Jongin ellerini yavaşça boğazımdan çekti kolundan vurulmuştu. İçeri bir anda polisler geldi ve Jongin'i uzaklaştırdılar.
Merkeze gittiğimde düzgün bir şekilde düşünmeye başlamıştım. Killer Hammer denen psikopat katil Kim Jongin'di. Fakat işlediği cinayetleri sağlıklı bir beyinle yaptığını düşünmüyordum. Bana daha önce yatağında uyuduğunu ve uyandığında kıyafetlerinin ve uyuduğu yerin değiştiğini söylemişti. Parkta gördüğüm maskeli kişi Kim Jongin'di, fakat kendisinin Law Mizuhara olduğunu iddia ediyordu.
 
Şef Cho Seung Woo yanıma geldi ve, "İyi misin?" diye sordu.
 
"Nasıl iyi olabilirim?" diye cevap verdim ve devam ettim. "Beni nasıl buldunuz?"
 
Şef Cho Seung Woo, "Evini 7/24 izleyecek birilerini görevlendirdik. İşler yolunda gitmeyince devreye girmek zorunda kaldık," dedi. 
 
"O nasıl?" diye sordum.
 
Şef Cho Seung Woo, "Psikiyatrist ile konuşuyor şu anda. Fakat akıl sağlığının iyi olmadığı aşikar," dedi.
 
"Onu görmek istiyorum," dedim.
 
Şef Cho Seung Woo, "Bu tehlikeli, buna izin veremem," dedi. 
 
Onu görme konusunda kararlıydım fakat tüm ısrarlarıma rağmen Şef Cho Seung Woo buna izin vermiyordu. Jongin'in konuştuğu psikiyatrist yanımıza geldi ve Jongin'in hastalığından bahsetti.
 
"Kim Jongin'de dissosiyatif kişilik bozukluğu var. Onunla konuştuğumuz zaman bunun çocukluktan kalma bir travma olduğu kanısına vardık. Anlattığına göre küçükken annesi ve babasıyla birlikte South Ormanına pikniğe gitmiş. Orada bir soyguncu Jongin'in anne ve babasından para istemiş. Fakat Jongin'in anne ve babası para vermemiş. Soyguncu Jongin'in anne ve babasını boğarak öldürmüş ve üzerlerinde bulan paraları almış. Daha sonra cesetlerin kimliklerinin tanınmaması için ağacın altında duran çekiçle Jongin'in anne ve babasının ölü bedenlerini parçalamış. Jongin bu olanları görmüş fakat korktuğu için bir ağacın arkasında saklanmış ve oradan çıkmamış. Şahsi fikrime göre, Jongin böyle bir acıyı kaldıramadığı için beyni ona yeni bir kişilik oluşturmuş. Bu kişi önceden ailesine yapılan şeyleri tüm soygunculara uyguluyor. Fakat onu tedavi etmek için daha fazlasını öğrenmeliyiz. Bir daha ki görüşmemizde çocukluk anılarına inmeyi düşünüyorum. Şimdilik hoşçakalın."
 
Duyduklarımla şok olmuştum. Demek, Jongin'in ailesi hakkında acı veren olayı buydu. Şef Cho Seung Woo'ya Jongin'i mutlaka görmem gerektiğini, izin vermezse bu defa emrine uymayacağımı söyledim. Şef Cho Seung Woo kararlılığımı görünce bizi izlemek şartıyla kabul etti. Jongin küçük bir hücreye kapatılmıştı. Vurulan kolu sargılıydı. İçeri girmeme izin verilmiyordu. Bu yüzden elimle ona gelmesini işaret ettim.
 
Jongin, "Sana zarar vermekten korkuyorum. Gelemem," dedi. 
 
"Benim bir polis olduğumu ve kendimi koruyabileceğimi unuttun sanırım," dedim gülümseyerek. Gözlerimden akan yaşları umursamıyordum. Şu an düşündüğüm tek şey Jongin'di.
 
Jongin gözyaşlarını sildi ve, "Bunu aklımdan çıkarmayacağım," dedi. Yanıma yaklaştı ve çekinerek elimi tuttu. Diğer elimle saçlarına dokundum.
 
Jongin, "İçimde bir canavar var. Ona gitmesini söylüyorum, sadece ben ölürsem gideceğini söylüyor," dedi.
 
"Sakın onu dinleme. Her şey yoluna girecek. Söz ver bana, kendine zarar vermeyeceksin," dedim.
 
Jongin, "Söz veriyorum," dedi sessizce. İkimizde ağlıyorduk.
 
"İleride evleneceğiz, ben güzel yemekler yapacağım. Sen de bulaşıkları yıkayacaksın. Sabahları yürüyüş yapacağız, Bayan Haneul bize laf atacak fakat onu dinlemeyeceğiz," dedim ve gülümsedim göz yaşlarımı umursamayarak. Jongin'de benimle birlikte gülümsedi.
 
"Şimdi gitmem lazım. Yine geleceğim," dedim.
 
Jongin başıyla onayladı ve elimi bıraktı. Ellerimi bırakmasını istemedim, ellerimi tutarken hissettiğim sıcaklık bir anda kaybolmuştu. Merkezden ağlayarak dışarı çıktım. Şef Cho Seung Woo yanıma geldi ve beni eve bırakacağını söyledi. Soğuk kanlı olmaya çalışıyordum fakat başarılı olamıyordum. Şef Cho Seung Woo beni evime bıraktı ve dinlenmemi söyledi. Eve girdiğimde aynaya baktım ve dağılmış vaziyette olduğumu gördüm. Sabah olmak üzereydi. Ben ise sadece Jongin'i düşünüyordum. Onu böyle yalnız bırakamazdım. Kanepeden kalktım ve koşarak dışarıya çıkıyordum ki, ayak serçe parmağımı kapının köşesine çarptım. Serçe parmağım acıyordu fakat kalbim daha fazla acıyordu. Jongin'in söylediği söz aklıma geldi.
 
"Ayak parmaklarını bir yere çarpman sorun değil. Sonsuza kadar onları tedavi edeceğim." 
Bağıra bağıra ağlamaya başladım. Bir kaç dakika ağladıktan sonra kendimi topladım ve evden dışarı çıktım. Merkeze doğru koştum ve büyük bir karmaşa ile karşılaştım. Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung ağlıyordu. Onların yanına koştum ve neden ağladıklarını sordum. Jin Ri hiçbir şey söylemeden bana sarıldı.
 
"Jongin nasıl? Onun iyi olduğunu söyleyin bana," diye bağırdım.
 
Hyunseung, "Üzgünüm Soojung," dedi. 
 
Duymak istediğim kelimeler değildi bunlar. Jongin'in hapsedildiği hücreye doğru koştum. Hücrenin önü kalabalıktı. Kalabalığı aşıp hücrenin önüne geldiğimde ağlamam daha da şiddetlenmişti. Jongin kanlar içinde yerde yatıyordu. Boynu kesikti. Duvarda kan ile, "Sözümü tutamadığım için üzgünüm Soojung. Seni seviyorum. Fakat ben ona karşı kaybettim," yazıyordu. Gözlerimin karardığını hissediyordum.
Uyandığımda 10 gündür uyuduğumu öğrendim. Bütün bunların rüya olmasını istedim fakat rüya değildi. Şef Cho Seung Woo, Choi Jin Ri ve Kang Hyunseung başımda bekliyordu.
 
"O nasıl öldü?" diye sordum.
Uyanır uyanmaz bunu sorduğuma şaşırmış gibi görünüyorlardı.
 
Şef Cho Seung Woo, "Bir polise cola içmek istediğini söylemiş. Polis istediğini yerine getirmiş. Colanın içini boşaltmış ve metal şişenin kenarlarını kesip elini parçalamış. Duvara yazı yazdıktan sonra kesik olan kısımla boynunu kesmiş," dedi.
 
"Canı çok yanmış olmalı," dedim.
 
Şef Cho Seung Woo, "Jongin ailemden biri gibiydi. Onun böyle bir hastalığı olduğunu bile bilmiyordum. Kendimi biraz suçlu hissediyorum fakat işimize geri dönmeliyiz. Soojung bir süre izin alabilirsin. Daha sonra seni işinin başında görmek istiyorum," dedi. 
 
İşimi, kimliğimi düşünmüyordum. Tek düşündüğüm Jongin'di. Şef Cho Seung Woo'dan özür diledim ve istifa dilekçemi ona verdim. Şef Cho Seung Woo bu kararıma karşı çıktı. Fakat ona, polislik yapmaya devam edersem aklıma her zaman Jongin'in geleceğini ve böyle bir hayat sürmeyi istemediğimi söyledim. Şef Cho Seung Woo kararıma saygı duydu ve ne zaman istersem işime döneceğimi söyledi. Çalıştığım ekibimle vedalaştım ve ailemin yaşadığı kasabaya gittim.
Killer Hammer Cinayetleri Davası kapandı, tıpkı benim kalbimin dışarıya kapandığı gibi.
 
Bir kaç gündür bu hikaye ile ilgileniyordum. Biraz uzun olduğunun farkındayım. Finalin pek içime sinmediğini belirtmek isterim. Ufak tefek mantık hataları olabilir, fakat ilk defa bu türde bir hikaye yazıyorum. Herkese iyi okumalar. :)

  • BlueJack, Belictioner, Mesut.prlk and 19 others like this


#91806 RockAngel90 Hikayeleri

Posted by RockAngel90 on 03 Şubat 2015 - 11:59 ÖÖ

Dara

OkVrV4.jpg

 

Jaejoong

OkVryn.jpg

 

Minji

ZWM59o.jpg

 

 

Dara ve Jaejoong...
Birbirleri için yaratılmışlardı adeta. Çevresinde ki insanlar bir başkalarıyla kıyaslayamıyorlardı. Dara Jaejoong olmadan eksikti. Onu tamamlayan şey Jaejoong'un sevgisiydi. Jaejoong Dara'sız yarımdı. Birleştiklerinde ise kimse onları yıkamazdı.
Birbirlerini daima korur ve her konuda desteklerlerdi. Jaejoong'un bir sorunu olduğunda Dara kendi sorunuymuş gibi ilgilenirdi onunla. Aralarında ki bağ çok kuvvetliydi.
Dara ailesini trafik kazasında kaybetmişti. Jaejoong ile de bu vesileyle tanışmışlardı. Jaejoong'un abisi yolda ki yan kesiciler yüzünden bıçaklanıp öldürülmüştü. 
İkisi de hastanede tanıştı. Dara ailesini, Jaejoong abisini son yolculuğunda yalnız bırakmamışlardı.
-Geriye Dönüş- [Jaejoong'un Ağzından]
Abimi öldüren katiller yakalanmıştı. Onları polisten önce bulsaydım şüphesiz ki hiç acımadan öldürürdüm. Hastaneden çıktığımda bankta oturan bir kız vardı. Ağlıyordu, bu yüzden hastanelerden nefret ediyordum. Her tarafımda üzülen, ağlayan birileri vardı. Ama bu kız ilgimi çekmişti. Diğerleri gibi ortalığı dağıtıp bağırarak ağlamıyordu. Sessizce ağlıyordu. Buna rağmen içinde kopan fırtınaları hissedebiliyordum. Onu güldürmek istedim. Yanına yaklaştım ve cebimde ki peçeteyi ona uzattım. Peçeteyi aldı ve teşekkür etti.
"İyi misin?" diye sordum. Başını salladı ve gözyaşlarını sildi.
"Kimin için buradasın?" diye sordum bu defa. 
"Annem ve babam bu sabah trafik kazasında öldüler. Onlar için buradayım," dedi.
"Hayat devam ediyor. Zamanla alışırsın," dedim.
"Benim hayatımda sadece onlar vardı. Annem ve babam... Şimdi yapayalnızım. Sen ne anlarsın ki?" dedi. Gözyaşlarını silmeye devam ediyordu.
"Babam biz küçükken iş kazasında öldü. Annem de bize bakamadı bu yüzden abim ve beni yetimhaneye verdi. Onun için büyük bir yüktük. Yaklaşık 3 saat önce de abim yankesiciler yüzünden bıçaklanarak öldürüldü. Bende senin gibi yapayalnızım. Bu yüzden seni gayet iyi anlıyorum," dedim.
Yanımda ki kız burnunu çekti ve bana baktı. 
"Özür dilerim. Ben gerçekten bilmiyordum," dedi. 
"Sorun değil," diyerek geçiştirdim. 
"Adın ne?" diye sordu. Yüzüme bakmaya devam ediyordu.
"Jaejoong, Kim Jaejoong," dedim.
"Bende Dara, Park Dara. Memnun oldum," dedi ve elini uzattı. Uzatılan eli sıktım gülümseyerek. Karşımda ki yüz de gülümsüyordu. 
"Buraya seni güldürmek için gelmiştim, öyle derinden ağlıyordun ki seni güldürebilme ihtiyacı hissettim. Gülünce gerçekten güzel oluyorsun," dedim. 
Dara utanarak elini çekti. Şimdiden kızarmıştı. Nedenini bilmiyordum ama utanmasını bile güzel bulmuştum. 
O sırada kızıl saçlı, orta boylarda, zayıf bir kız koşarak yanımıza geldi ve Dara'ya sarıldı.
"Aileni kaybettiğini öğrendim. Çok üzüldüm, iyi misin?" dedi yanımızda bir anda biten kız.
Dara, "İyiyim merak etme," dedi ve bana baktı. "Artık daha iyiyim."
"Nasıl olmuş?" diye sordu ismini bile bilmediğim kız.
Dara, "Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Eve gidip uyumak istiyorum. Lütfen gidelim," dedi.
Dara arkadaşıyla birlikte ayağa kalktı. Zor yürüdüğünü anlamıştım. Ayakta duracak hali yok gibiydi. 
Daha sonra arkasına döndü ve, "Tanıştığımıza memnun oldum," dedi. 
"Bende, hoşçakal," dedim. Dara el salladı ve bir süre sonra arkadaşıyla birlikte gözden kayboldu. 
 
--- 
 
Abim tam 30 gün önce ölmüştü. Ailemde kalan tek kişi 30 gün önce gözlerini sonsuza dek kapamıştı. Kafamı dağıtmak için bir şişe içki alıp parktaki salıncağa oturdum. Bir yandan şişenin içindeki acı sıvıyı içiyordum, bir yandan da eski günleri düşünüyordum.
Yetimhane de kimse benimle takılmazdı. Hiç arkadaşım yoktu. Beni neden sevmediklerini hep merak etmişimdir. Bana her zaman bir ucubeymişim gibi davranırlardı. Bazı hayırsever insanlar yetimhanenedekiler için oyuncak, giyecek, ayakkabı gibi şeyler bağışlarlardı. Sonunda benim de oyuncağım olmuştu. Küçük ama sevimli bir robot. Hatta ona isim bile koymuştum. Adı SuperProtect'ti. Bunu daha önceden yetimhanede verilen derslerden öğrenmiştim. Super güçleri olacaktı ve daima beni koruyacaktı. Ta ki ertesi gün oyuncağımı kırılmış vaziyette buldum. Üzülmüştüm, sonunda bir arkadaşımın olduğunu düşünmüştüm. Fakat onu da kırmışlardı, benim gibi kırılmıştı. Salıncakta elimde ki küçük robota bakarak ağlıyordum. Abim yanıma geldi ve neden ağladığımı sordu. Elimde ki robotu göstermem yeterli cevaptı. Abim saçlarımı okşadı ve robotu tamir edeceğine söz verdi. Daha sonra beni salıncakta salladı. O zaman anlamıştım beni asıl koruyanın abim olduğunu. 
Bütün bunları düşünürken biraz uzaktan sesler geliyordu. Salıncaktan kalktım ve sesin geldiği yöne doğru gittim. Üç tane çocuk bir kızı rahatsız ediyordu. Dikkatlice bakınca önceden gördüğüm kızın olduğunu farkettim. Doğrulamak için biraz daha yaklaştım. Bu kesinlikle o kızdı. Adı neydi? Evet, Dara! Fakat yanında ki çocuklar Dara'yı rahat bırakmayacak gibi görünüyordu. Hızla ilerledim ve Dara'yı kolundan tutarak kendime çektim. Çocuklara da buradan uzaklaşmalarını söyledim. Çocuklar benimle dalga geçti. Her ne kadar kavgacı biri olmasam da bu çocuklarla rahatça dövüşebilirdim. Lise öğrencilerine benziyorlardı. Üstlerinde formaları vardı.
"Bakın eğer dövüşmek istiyorsanız dövüşelim. Fakat geceyi karakolda geçirmek istemezsiniz değil mi? Üstelik henüz reşit bile değilsiniz," dedim. Dara'yı da arkamda tutuyordum.
"Sen kimsin be?" dedi aralarından bir tanesi. 
"Kim olduğumu mu görmek istiyorsun? Bakın dövüş ederken bile standartlarım çok yüksek bu yüzden zorluk çıkarmadan gidin olur mu?" dedim gülerek. 
Gülmeme sinirlenmiş olmalıydılar ki aralarından biri üzerime saldırdı. Ani bir tekmeyle onu geri savurdum. Diğer ikisi de yere çakılan çocuğu kaldırdılar ve arkalarına bakmadan koşmaya başladılar.
"Eve gidin, aileleriniz sizi merak ediyordur eminim!" diye bağırdım arkalarından.
Dara yanıma geldi ve, "İyi misin?" diye sordu. Endişelenmiş görünüyordu.
"İyiyim, önemli bir şey değildi," dedim.
Dara yavaş yavaş bana doğru yaklaşmaya başladı. O yaklaştıkça ben geri çekiliyordum. 
"Hey, ne yapıyorsun?" diye sordum.
Dara, "Seni daha önce görmüştüm değil mi?" diye sordu ve biraz düşündü. "Hastanede görmüştüm seni yanılmıyorum değil mi?"
"Evet, hastanede karşılaşmıştık," dedim.
Kısa bir süre sonra salıncağa yerleşmiştim, Dara'da hemen yanımda ki salıncağa oturmuştu. Sessizdik, ta ki Dara konuşana kadar.
Dara,"Gökyüzü çok güzel değil mi?" diye sordu. Kafamı kaldırdım ve gökyüzüne baktım. Gerçekten harika görünüyordu.
"Evet, harika görünüyor," dedim gülümseyerek. 
Dara,"Ailemin ölümünden sonra bir çok kez intihar etmeyi düşündüm. Bir çok kez kendimi yaralamaya çalıştım. Ama eğer ölürsem bu güzel manzarayı bir daha göremezdim. Bu yüzden yaşamak istedim," dedi.
"Seni hayata tutan şeylerin olması güzel," dedim.
Dara yüzüme baktı ve, "Senin adın ne?" diye sordu.
"Ne çabuk unuttun," dedim hayal kırıklığı ile gülümseyerek.
Dara, "Ben dün yediğim yemeğin bile ne olduğunu hatırlamıyorum. Hatta biliyor musun en yakın arkadaşımın adını unutmuştum önceden. Hafızam fazla kuvvetli değildir," dedi.
İkimizde kahkaha attık.
"Adım Jaejoong, tanıştığıma memnun oldum Dara," dedim ve elimi uzattım.
Elimi sıktı, bir yandan da şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu.
"Hafızam seninkinin aksine kuvvetlidir," dedim gülümseyerek. Dara'da benim gibi gülümsemişti. Bu gülümseyişi ikinci kez görüyordum.
"Güzel görünüyorsun," dedim. "Gülünce... Güzel görünüyorsun."
Dara utanarak elini çekti. Tıpkı o gün ki gibiydi. Ne eksik, ne fazla...
 
---
 
-Geriye Dönüş Son-
 
O günden sonra Dara ile her zaman görüşmeye başladık. Zamanla daha çok ortak noktamızın olduğunu farkettik. Birlikte sinemaya gidiyor korku filmleri izliyorduk. Dara korkmak yerine gülüyordu. Canavarların görünüşü ile dalga geçiyordu. Sanırım onun en çok bu yanını seviyordum. Alışılmadık yanını. Birlikte playstation oynuyorduk. Çoğu zaman bilerek yeniliyordum ve onun benimle alay etmesine izin veriyordum. Dara harika yemekler yapıyordu, mutfağı dağıtmasını saymazsak tabi ki. 
Birlikte harika vakitler geçiriyorduk. Zamanla ondan hoşlandığımı anladım. Hislerimi ona açtım ve sonra onun da benden hoşlandığını öğrendim. Abimi kaybettikten sonra ilk kez bu kadar harika hissediyordum.
 
---
 
Dara ile ilişkimizi ilerletirken onun en yakın arkadaşı olan Minji ile tanışmıştım. Dara'nın dediğine göre Minji onun için arkadaştan öte kardeşmiş adeta. Bu yüzden onunla arkadaş olmam zor olmadı. Minji iyi bir kızdı. Dara onu gerçekten seviyordu. Aralarındaki ilişkiyi kıskanmadım dersem yalan olurdu. Ben hiç böyle bir arkadaşa sahip olmamıştım. Sonra bu düşüncemden vazgeçtim, çünkü Dara benim için hem sevgili, hem de en iyi arkadaştı.
 
---
 
Zamanla Minji ile de yakınlaştık. Artık onunla da iyi arkadaştık. Artık hep birlikte takılıyorduk. Birlikte sinemaya gidiyor, birlikte eğleniyorduk. Bu durum bana aile hissini anımsatıyordu. Evet, aile gibi olmuştuk sanki. Kısa bir süre içinde Dara kız arkadaşım, Minji ise en yakın arkadaşım olmuştu. Her ikisinden de hiçbir şey saklamıyordum. Sinirlendiğimizde hep birlikte haykırıyorduk. Hep birlikte izliyorduk gökyüzünü. Dara bana çok şey öğretmişti. Onunla karşılaşmasaydım muhtemelen sıkıcı hayatıma devam edecektim. Abim ölmüş olabilirdi, ama beni onun kadar anlayan biri çıkmıştı karşıma. Bu bile yaşamam için bir sebepti.
 
---
 
Dara'sız Jaejoong, Jaejoong'suz Dara olmaz.
Onlar aşkın, sevginin vücut bulmuş hali.
 
---
 
Dara ile ilişkimiz çok iyi gidiyordu. Ta ki onun bir başkasıyla birlikte olduğunu öğrenene kadar. Bir sabah uyandığımda mutfaktan yemek kokuları geliyordu. Gülümseyerek açmıştım gözlerimi. Yataktan kalktım ve üstümü giyindim. O sırada komidinin üstünden bir ses duydum. Dara'nın telefonuna mesaj gelmişti. Komidinin üstünde duran telefonu aldım ve mesajı açtım. Gördüğüm şey ile yerle bir olmuştum.
 
"Bu gece saat 12'de Sky Park'a gel. Bekliyor olacağım. Seni özledim."
 
Dara'nın ayak seslerini duydum ve telefonu yerine bıraktım. Dara gülümsedi ve kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Gördüğüm mesaja inanmak istemedim. Ben Dara'ya kendimden bile daha çok güvenirken o nasıl olurdu da bana ihanet edebilirdi? Hiçbir şey olmamış gibi mutfağa gittim. Dara'nın hazırladığı yemekleri yiyordum. Aslında tam olarak yediğim söylenemez, çünkü daha çok yemeğimle oynuyordum. Bu mesaj o kadar takılmıştı ki aklıma başka hiçbir şey düşünemiyordum. 
Dara masanın üstünden elimi tuttu ve, "Neyim var? Neden yemiyorsun?" diye sordu.
"Hiçbir şeyim yok, iştahım yok sanırım," dedim ve elimi çektim. 
Yemekle biraz daha oynadıktan sonra odama çekildim. Bu mesajı doğrulamak için akşamı bekleyecektim, şimdilik hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordum. 
Odamda yorgunum bahanesiyle yatıyordum. Dara ara sıra gelip ateşimi kontrol ediyordu ve gidiyordu. Saat 11:30'du. 
 
Dara yanıma geldi ve elini alnıma koydu. "Ateşin yok, dinlen biraz daha," dedi ve dolabından kıyafetlerini çıkardı.
"Nereye gidiyorsun?" diye sordum.
Dara, "Şey, Minji ailesiyle tartışmış biraz. Sinirli şu anda onun yanında olmalıyım," dedi. Yüzü yalan söylediğini ele veriyordu.
"Bende geleyim öyleyse," dedim ve yerimden doğruldum.
Dara, "Hayır senin dinlenmen gerekiyor. Hem çok sürmez merak etme," dedi ve kıyafetlerini alıp odadan çıktı.
Kısa bir süre sonra kapının kapanma sesini duydum. Bende ceketimi giyip evden çıktım. Dara'yı takip ediyordum. Nereye gittiğini bilmiyordum. Minji ile buluşması için dua ediyordum, o mesajın doğru olmaması için yalvarıyordum. Dara parkın bankında oturdu, bende onu uzaktan izliyordum. Kısa bir süre sonra uzaktan bir yabancı geldi ve Dara'ya sarıldı. İşte o an bütün dünya başıma yıkılmıştı. Koşarak oradan uzaklaştım, nereye gideceğimi ve bundan sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Bildiğim tek şey vardı. O da bunca zaman aptal yerine konduğum. 
 
---
 
O günden sonra eve uğramamıştım. Tam olarak 1 buçuk aydır Dara'yı görmemiştim. Yüzlerce kez beni aramıştı. Fakat hiçbirine cevap vermemiştim. İçki içerek kendime zarar veriyordum. Minji benimle görüşmek istedi. Onunla bir kafede buluştuk. Beni görünce önce tokat attı sonra ağlayarak bana sarıldı. Kızlar gerçekten çok çabuk duygularını değiştiriyor. Minji Dara'nın bir başkasıyla mutlu olduğundan bahsetti bana. İnanmak istemedim, ama gördüklerimden sonra başka şansım yoktu. Dara'sız Jaejoong olmaz ama Jaejoong'suz Dara olurmuş bunu büyük bir acıyla kabullendim. Minji bana kendi hissettiklerinden bahsetti. Benden hoşlandığından ve beni her şeyden daha çok sevdiğinden. Başta şaka yapıyor zannettim, daha sonra ağlayınca ciddi olduğunu anladım. Minji'ye hayır diyemezdim, onun üzülmesini istemiyordum. Ama kalbimde hala Dara vardı. Dara'ya olan sevgim, ona duyduğum nefretten daha güçlüydü. Kendimi daha fazla mahvetmemek için Minji'yi Dara'nın yerine koymayı kabul ettim. Verdiğim kararın doğru olmadığını biliyordum ama yine de denemek istedim. Dara olmadan da var olabileceğimi kanıtlamak istedim belkide.
 
---
 
[Dara'nın Ağzından]
 
Büyük bir yanlış anlama yüzünden her şeyden fazla sevdiğim adam beni terketmişti. Olay tam olarak şöyleydi, uzun zamandır biri tarafından rahatsız ediliyordum. Bu kişi Minji ve benim liseden olan arkadaşım Hyun Joong'du. Her zaman bana mesaj atıyordu, beni sevdiğini ve beni görmek istediğini söylüyordu. Bir gün benimle parkta buluşmak istediğini söyledi. Bende oraya bütün bu saçmalıkları sonlandırmak için gittim. Parkta beni görünce bana sarıldı. Onu ittim ve hızlıca bir tokadı suratına indirdim. Benimle bir daha görüşmemesini, beni yolda görse bile tanımamazlıktan gelmesini söyledim ona. Eve döndüğümde Jaejoong yoktu. Ondan kalanlar vardı sadece. O gün tuhaf davranıyordu, kesinlikle bu mesajı görmüş olmalıydı. Her şeyi yanlış anladı ve beni terketti. 
 
---
 
Bu gün Jaejoong'u bir kafede gördüm. Onu uzaktan gördüm ve çok mutlu oldum. Koşarak ona sarılmak istedim. Bunu yapacaktım ama bir şey beni durdurdu. Minji Jaejoong'a yaklaştı ve ona sarıldı. Önceki sarılmalar gibi değildi ama bu. Daha farklıydı. Daha yakın, daha samimi...
Bir süre onları izledim. Kafeden el ele ayrıldılar. İşte o zaman vazgeçtim. 
Jaejoong'dan, Minji'den, kendimden, hayatımdan vazgeçtim.
Ailemden sonra beni daima bırakmayan iki kişi şimdi birbirlerinindi. Jaejoong artık Minji'ye bakıyordu, tıpkı eskiden bana baktığı gibi. Şimdi onun elini tutuyordu, tıpkı eskiden benim elimi tuttuğu gibi. 
Eve gittim ve küvetin içine girdim. Ilık su vücudumu sarıyordu. Küvetin sağında duran jilet dikkatimi çekti. Jaejoong'un jiletiydi bu. Bu jiletle onun bıyıklarını kesmiştim daha önceden. O an gözümde canlandı. Köpük Jaejoong'un yüzüyle bütünleşmişti adeta. Bir yandan onunla alay ediyordum, diğer yandan bıyıkları kesip teninden söküp atıyordum. Jaejoong'da yüzünde ki köpüğün bir kısmını burnuma sürüyordu. Sonra gülerek kavga ediyorduk. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Hep geçmişteki gözyaşlarımızı hatırlayıp güleceğimi düşünürdüm. Ama hiç geçmişteki kahkahalarımızı hatırlayıp ağlayacağımı düşünmemiştim.
Elimdeki jileti büyük bir acemilikte tuttum ve bileğimde derin kesikler açtım. Acıtıyordu. Gerçekten acıtıyordu ama hiçbir acı Jaejoong'un beni unutmuş olduğu gerçeği kadar acıtmıyordu. Kısa bir süre sonra kendimi suyun içine gömdüm. Gözlerimi sonsuza kadar kapatmadan önce dediğim tek şey, Jaejoong'suz Dara'nın olmayacağıydı.
 
---
 
[Minji'nin Ağzından]
 
Dara'yı bir çok kez aradım. Ama hiçbirine cevap vermedi. Bu yüzden onun evine gittim. Kapıyı çaldım fakat Dara kapıyı açmadı. Neyseki yedek anahtarları bendeydi bu yüzden içeri kolaylıkla girebilmiştim. Salona baktım fakat kimse yoktu. Yatak odasına baktım orada da kimse yoktu. Oturma odasına baktım yine kimse yoktu. Lavabo'nun kapısını çaldım. 
"Dara içeride misin?"
Ses gelmiyordu. 
"İçeri de misin? Giriyorum bak."
Kapıyı açmamla çığlık atmam bir olmuştu. Küvetin içi kırmızı bir göldü adeta. Daha çok çığlık atmamak için elimle ağzımı kapattım. Gözlerimden yaşlar akmaya çoktan başlamıştı bile. Cebimden telefonu çıkarıp acil servisi aradım. Adresi verdim ve kapıda beklemeye başladım. Acil ekip kısa bir süre de gelmişti. Dışarıda bekledim. Bunu göremezdim. Dara'nın cesedi kısa bir süre sonra sedyeyle çıkarılmıştı. Üstünde beyaz bir örtü vardı. Örtünün altından elleri çıkmıştı. Çok derin kesiklerdi bunlar. Dara ölmüştü ve bütün bunlar benim yüzümdendi. Jaejoong gittiğinden beri her zaman onu özlediğini söylüyordu. Eğer onların arkasından haince planlar yapmasaydım bütün bunlar olmayacaktı. Jaejoong'u aradım ve Dara'nın öldüğünü söyledim. İnanmadığını söyledi. İnanmadığını söylerken bile sesinden ne kadar korktuğu belliydi. Telefonu kapattım. İfademi almak için merkeze götürüldüm. Cesedi nasıl gördüğümden bahsettim onlara. Her kelimemin sonunda ağlıyordum. İfadem alındıktan sonra serbest bırakıldım. Koridorda yavaşça yürüyordum. Birisi dokunsa düşecek gibiydim. Jaejoong koşarak yanıma geldi ve ne olduğunu sordu. Jaejoong'u görünce daha çok ağlamaya başladım. Jaejoong beni sarstı ve bana bağırdı.
 
"Hepsi... Hepsi benim yüzümden oldu," dedim.
"Hyun Joong bizim liseden arkadaşımızdı ve her zaman Dara'dan hoşlanıyordu. Bende senden hoşlanıyordum bu yüzden Hyun Joong'la bir anlaşma yaptık. O Dara'yı alacaktı bende sana kavuşacaktım."
Jaejoong ökfesinden deliye dönmüştü. 
"Yalandı. Sana söylediklerim yalandı. Dara senden sonra bir başkasıyla olmadı. Senden sonra mutlu olmadı. Yalandı her şey yalandı."
Jaejoong, "Kes artık!" diye bağırdı. Üstüme doğru geliyordu ki polisler onu benden uzaklaştırdı. Kulaklarımı kapattım ve bağırarak ağlamaya başladım.
 
---
 
Dara'nın cenazesine katıldım. Herkes gitmişti ama Jaejoong hala oradaydı. Bekliyordu. Dara'nın gelmesini, bütün bunların şaka olmasını istiyordu. Ama Dara gitmişti. Hayatım boyunca vicdan azabı çekecektim. En yakın arkadaşımın katili bendim. Kendimi asla affetmeyecektim. Elimde tuttuğum şeyi vermek üzere Jaejoong'a yaklaştım. Bu şey Dara'nın günlüğüydü. Onun evinde bulmuştum. Jaejoong'un ondan kalan herhangi bir şeye ihtiyacı vardı. Jaejoong, beni görünce tekrar sinirlendi.
"Özür dilerim Jaejoong. Biliyorum bana kızgınsın. Bende kızgınım kendime. Ama bunu sana vermem gerekiyor," dedim ve Dara'nın günlüğünü Jaejoong'a uzattım. Jaejoong günlüğü aldı. Bende sessizce dışarı çıktım.
 
---
 
[Jaejoong'un Ağzından]
 
Dara'nın günlük tuttuğunu bilmiyordum. Sayfaları tek tek okumuştum. Her sayfasında benden bahsediyordu. Benim görünüşümün mükemmelliğinden, kusurumun olmayışından, harika gülümseyişimden, mimiklerimden, ses rengimden bile bahsediyordu. Her okuyuşumda bir öncekinden daha fazla ağlıyordum. Ona yaptığım haksızlığı düşündükçe kendimden nefret ediyordum. Günlüğün son sayfasında yazan şey ile ağlamam şiddetlenmişti. 
"Dara'sız Jaejoong, Jaejoong'suz Dara olmaz."
 
---
 
Dara ile birlikte anılarımızın geçtiği evin çatısına çıktım ve gökyüzünü izledim. Gökyüzü harika görünüyordu. Bu mükemmel manzarayı Dara'nın da görmesi gerektiğini düşündüm.
Elimde ki günlüğü bir kenara bıraktım ve boşluğa doğru bir adım attım. Dara olmadan Jaejoong'da olmazdı. O olmadan daima eksik kalacaktım ve eksik kalmaktansa yok olmayı tercih ediyordum. Son bir kez daha gökyüzüne baktım. Yıldızlar adeta el sallıyordu bana. Gülümsedim ve kendimi boşluktan aşağı bıraktım.
 
---
 
Dara'sız Jaejoong, Jaejoong'suz Dara olmaz.
Onlar aşkın, sevginin vücut bulmuş hali.

  • Belictioner, herobatı., tdagasan11 and 18 others like this